Kerbela’yı yaşamak demek hiçbir zaman zalim olmamak demektir. Zalim insan sadece yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla da zalim olur. Yani zülme sessiz kalmak da zulümdür.
İşte bu zulmün başı da “Muaviye oğlu Yezid’tir.”
Peygamberin öpmeye kıyamadığı belki de, oğlan çocuklarının hepsi küçük yaşta öldüğü için bütün sevgisini torunlarına veren onları adeta oğlu gibi seven Resül’ün torunundan bahsediyoruz. Bu zulmün muhatabı olan, Murtaza’nın oğlundan, Hz. Hüseyin’den bahsediyoruz. Bütün İslam’ın kaderi için kendini feda eden Hz. Hüseyin’den bahsediyoruz. Ne istemişlerdi ki o tertemiz imamdan…
Kerbela herkesin, ne mezhepten olursa olsun ortak acısıdır. Tabi biraz vicdanı olan insanlar için. Vicdansız insan için bu gün bayramdır, seyrandır.
Şimdi bakıyorum yas tutanlara hiç biri gerçekten yas tutmuyor. Bir takım siyasi oyunlar oynayarak mezhepçilik yaparak işi kotarmaya çalışıyorlar. Bunların hiç mi Allah’tan korkusu yoktur!!! Yas tutmak demek zalim olmamak demektir. Mezhep siyaseti yapmak demek değildir. Artık bazı kişilerin bazı şeyleri farkına varması gerekmekte.
İmam yola koyulmuştu… Hakk yoluna… Biliyordu şehit olacağını ama kendini feda etmekten vazgeçmedi. Yiğitti çünkü kaçmadı. Ve en sonunda zalimler şehit ettiler imamı. Ve 71 şehitle beraber…
Çoluk çocuk, kadın demeden herkesin kanın döktüler.
İmamı susuz bıraktılar zalimler. O da dedi ki; “
Kim bir bardak soğuk su içerse beni hatırlasın…”
İnsan hatırlayınca içebilir mi ki suyu…
Ehl-i Beyt’in kaderi de bu işte. Tarih boyunca hep zulüm gördüler. Fakat en sonunda hak ve adalet yerini bulacaktır. Zalimler bir gün hesap verecek ama onlar için çok geç olacak.
Ne demişti Resül-ü Ekrem;
“Canı yanan sabretsin, can yakan da yanacağı günü beklesin…”
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
harika bir yazı canı yanan sabretsin evet çok doğru