İki insanı birbirine bağlayan, yollarını en kısa sürede kesiştiren en güzel ve büyülü bağa "aşk" denir. insanoğlunun bidayetinden beri süregelen aşkın her bünyede oluşturduğu etki ve semptomlar farklıdır...
Aslında bu yazıda aşkın güzelliklerinden ve büyüsünden söz etmek isterdim. aşk hakkında konuşulacak o kadar konu, doldurulması gereken o kadar boşluğu var ki. fakat benim üstünde durmak istediğim yönü biraz daha BURUK...
Aşkın en güzel hali çocuklukta yaşanandır herhalde.karşılık beklemeden,dile gelmeden,pencere kenarlarında yol gözleyerek ve bin bir hayal kurularak büyütülen aşklar hayatın hiçbir döneminde tekerrür etmez...
Büyüyüp olgunlaştıkça her kavram gibi aşkın anlamı da farklılaşır beynimizde. En unutulmaz aşklar kavuşulamamış ve yarım kalmış aşklardır...
Peki sormak istiyorum size bir aşk neden yarım kalır? neden başlarken küçük,masum bir çocuk sevinciyle başladığımız mutluluk bir anda kaybolup gider. karşındakinde bulunamayan,eksik görülen nedir ki ilişki yıpranır ve o kopmaz denen kördüğüm en inceldiği yerden kopar,kaybolur? peki ya bir insan neden karşısındaki insanı yolun tam ortasında,binlerce keşmekeşin içinde bırakıp gider,ardına bile bakmadan?
Sorular çok,cevaplar muamma. diyeceğim o ki, ne demiş İclal AYDIN "aşkın ibadetini kılmayana bayram bağışlanmazmış"
hayatınıza alacağınız insanları iyice tanımadan karar vermeyin derim ben, kimin hangi durakta canı sıkılıp,inmek isteyeceği belli olmayan bir debdebede sürüklenip gidiyoruz.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.