Ehl-i Beyt’in Kerbela’da uğradığı büyük katliamdan sonra politikada çifte tutum yürütenler için söylenmiş bir söz var: “Onlar Hüseyin için ağlıyor ama Yezid’le işbirliği yapıyorlar.” Günümüzde de maalesef aynı manzaralar mevcuttur. Meşhur bir söz vardır: "Tarih tekerrürden ibarettir." İşte bu söze Mehmet Akif Ersoy ekleme yaparak güzel bir mesaj veriyor: "Tarih tekerrürden ibaretse tekerrür ettirmeyin."

Mehmet Akif aslında bu sözle her şeyi açıklıyor. Bizler boşuna gündemi tartışıyoruz, tartışmak da değil; kavga ediyoruz! Bizler boşuna kürek çekiyoruz yani... Neyse lafı hiç evelemeye gevelemeye gerek yok, mevzu şu ki, siyaset boş iştir. Neden mi? F. Clarke'nin şu sözüyle cevap vermek istiyorum: "Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı da gelecek nesli düşünür." Ve bizler hep siyaset yaparak yukarıda tanımlanan siyasetçinin ekmeğine yağ sürüyoruz. Çünkü ortam gerildikçe siyasilerin oyları artar. Zulüm de artıyor, hem ülke içinde hem ülke dışında! Din ve dünya hakkındaki her türlü problemleri politikacıların çözeceğine ve ne kadar amaçları, hedefleri varsa hepsinin siyasîlerce yerine getirileceğine inanan ve kendilerini siyasete endeksleyen bir kısım "dindar insanlar" vardır. Bediüzzaman siyaseti, “gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi” olarak değerlendirir. İnsanın dar dairedeki gerçek vazifesini bırakıp, geniş dairelerdeki siyasî ve içtimaî hadiselerle gereksiz olarak ilgilenmesini zararlı bulur. “Hey efendiler! Ben imanın cereyanındayım. Karşımda imansızlık cereyanı var. Başka cereyanlarla alâkam yoktur.” diyen Bediüzzaman'ın hayatına ve eserlerine göz atarsanız, İslam aleminin problerimini analiz ederek sunduğu çözümleri de göreceksiniz.

Velhasıl, siyaset boş iş! Gelin tarihi tekerrür ettirmeyelim ve önceden tedbirlerimizi alalım.


Twitter: @GokhanAkyuz1453

https://twitter.com/GokhanAkyuz1453