Ülkemizin gündemi kız-erkek karma yurt söylemiyle çalkalanıyor. Bu ahlakî açıdan çok büyük bir ilerleme. Ancak !!!
Ancak kızını kilometrelerce uzağa okumaya gönderip, her türlü kötü alışkanlık müptelası gençliğin içinde özgür ve kontrolsüz bırakan, cebine parasını da koyup farkına varmadan her kötülüğe ulaşması için imkanları zorlayan, sorulduğunda da ben kızıma güveniyorum diyen babaların ahlaklarını nasıl düzelteceğiz. Babası ararken “Arkadaşlar sessiz olun babam arıyor” diyen, telefonda konuşurken evde kızlarla oturup ders çalıştığını söyleyen, telefonu kapatınca da elindeki sigaradan bir fırt daha çekip birasını yudumlayan kızlara hemen hemen bütün üniversite öğrencileri şahit olmuştur.
Ne yazık ki bu kızlar geleceğin anneleri, çocuklarımızın yetiştiricileri. Erkeklerin durumu çok daha vahim. Her türlü ahlaksızlığı yapmayı doğal hakları olarak benimsemişler. Meselenin bu tarafı çok daha mide bulandırıcı yerlere gideceği için uzatmıyorum.
Olayın bir başka yüzünü paylaşmak istiyorum. Gezi Parkı olayı ve ona müteakiben gelişen olayların ön saflarında hep gençleri gördük. Çünkü gençler çabuk gaza gelebilen, güçlü ancak tecrübesiz kimselerdi. Biraz ilgi, biraz gaz ve nefislerini okşayacak biraz imkan ile patlamaya hazır bomba haline getirilebiliyorlardı.
İşte bu Gezi Parkı gençlerinin toplandığı, isyan ve darbe kararı aldıkları evleri ortadan kaldırmak bu yurt denetlemesi işinin aslı. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerin kuru heveslerle doldurulduğu, olayların çok farklı gösterildiği bu evlerin varlığı milletin bekası açısından büyük tehlike arz ediyor.
ODTÜ’de okuyan bir öğrencinin bizzat gördüklerini ve benim ondan bizzat duyduklarımı paylaşacağım sizlerle. Kayıt zamanı geldiğinde kayıt bürolarının yanında broşür dağıtan kimseleri ve gelen öğrencileri izleyen kimseleri görüyoruz. İşlerinin ustası olmuş bu kimseler, başka şehirden okumaya gelmiş ve yersiz yurtsuz bir başına kalmış öğrencileri arıyorlar. Özellikle notu yüksek olanları burs vaadiyle kendilerine çekiyorlar. Herhangi bir ücret talep etmeden kalacak ev ayarlıyorlar. Bu evlerde kız-erkek karışık kalınıyor. Bu fikir erkeklerin hemen ilgisini çekiyor. Yerleşilen evlerde ise gençler alkol ve zinaya alıştırılıyor. Bu yaşamla mutlu olan ve bu imkânları kendilerine sunanlara minnet duyan bu gençler zamanla sol görüşlü ve hükümet düşmanı olarak yetiştiriliyor. Bu evlerin bir kısmı komünist gruplara bir kısmı sol partilerin gençlik kollarına bir kısmı da Pkk veya Kck’ya bağlı. Gezi Parkı gibi bir isyan baş gösterdiğinde de bütün bu evlerdeki gençler ve onların liderleri ortak hareket ediyorlar. Bu evlerde muhafazakâr ailelerden yetişmiş çocukların bile çok kolayca bozulup sapık ahlak sistemine ve karanlık ideolojiye kapıldıklarını görüyoruz.
Gezi Parkı olayları çok büyük bir isyanın fitilini çekmek için yapılmıştı. Türkiye tıpkı Arap ülkelerinin içine düştüğü kaos gibi bir kaosa sürüklenecekti ancak hükümetin güçlü istihbaratı ve gerekli tedbirleriyle bu isyan fazla büyümeden dindirildi. Şimdi ise hükümet bu olaylara temel hazırlayan unsurları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Mesele sadece kız-erkek meselesi değil yani. Sen hala anlamadın mı?
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.