Ne zaman özgürlük desek bir hain çıkar içimizden
Bu topraklarda ne zaman ezan sesi insan sesine karışsa
Ne zaman tekbirler kubbelere dolsa
Ne zaman 'Allah' dese bu millet, 'Hayy' dese, 'Hak' dese
İçimizden bir hain çıkartıp saldırtırlar üzerimize.
Ne zaman bu topraklarda yaşayan milletler birbirini kardeş bilse
Ne zaman bir Kürt, bir Türk'e aşık olsa, sarılsa özlemle, sevgiyle
Ne zaman bir Arap'ın Acem'e, Mağriplinin Şimalliye üstünlüğü olmasa
Toprağın bereketle verdiği nimet ne zaman adil pay olsa
İçimizden bir hain çıkar, aşımıza ağu katar.
Yaktılar, yıktılar şehirlerimizi.
Şam'ı, Halep'i Bağdat'ı, Kahire'yi, Kudüs'ü, Basra'yı, Kandahar'ı, Kabil'i.
Tıpkı Gırnata'yı, Kurtuba'yı, Semerkant'ı, Buhara'yı yaktıkları gibi.
Bir Moğol istilası daha adil olurdu Halep'i, Hama'yı yıkanlardan.
Ciğerlerinden kan kusturdular çocuklarımızın İskenderiye, Asyut, Minye sokaklarında.
Ne zaman ki bir kahraman çıktı
Ne zaman ki bir yiğit çıktı, şehirlerimizi mamur etmeye
Ne zaman ki bir güzel adam çıktı çocuklarımızın başını okşadı, elini öptü
Ne zaman ki lider doğurdu analarımız
İçimizden bir hain çıktı, hançerledi bizi sırtımızdan.
Bu millet, ne zaman mutlu olsa, zengin olsa, özgür olsa
Bu millet ne zaman ki evladını ölüme değil, düğüne gönderse
Bu millet ne zaman ki kızını gelin etse, toy etse
Ne zaman sokaklarında kan değil, karanfil kokusu yayılsa bu milletin
Ne zaman ki gül bahçesine erguvanlar dolansa
Bir hain çıkar, ocağına bağına, çiftine çubuğuna ateş salar.
Bir gün gariban kalbi sevinçle atsa, korkuyla değil
Kapısına kara haber değil, yârin muştusu gelse
Bu millet ne zaman açlığın, fakirliğin, yokluğun pençesinden kurtulsa
Ne zaman koyunu kuzulasa, yoğurdu mayalansa bu milletin
Bir hain kurt, bir nankör çakal çıkar sürümüze saldırır.
Bu milletin ne zaman ki alnı secdeye değse
Bu diyarlarda 'Ümmet' diyen, 'İslam' diyen, 'Peygamber' diyen ne zaman çoğalsa.
Daralmış, kuşatılmış, sınırları çizilmiş ülkelerin esaretini değil, Ümmetin özgürlüğünü savunsa biri.
Birisi Afrika'nın kara derisini, Asya'nın beyaz tenine kardeş, kara gözlüyü maviye eş yapsa
'Biriz, tekiz, kardeşiz, Ümmetiz' dese gür bir ses
İçimizden bir hain çıkar, boğazımıza sarılır, sesimizi kısar.
Ne zaman ki esarete itiraz ederiz
Ne zaman ki 'bileklerinizde kelepçe, ayağımızda pranga var' deriz
Ne zaman ki 'başını yere eğme, dik tut' deriz
'Neden mahzunsun, inanıyorsan üstünsün' deriz ne zaman
Ne zaman ki ellerimiz duaya açılır, niyaza açılır, Rahman'a açılır
Ruhumuzun derinliklerine kadar hissettiğimiz bir nida duyulur:
'Nasrun minallâhi ve fethun karîb ve beşşiril mû'minîn'...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.