Dünya sahnesinde yeniden palazlanan Osmanlı'nın torunları, birilerinde kabusa yol açıyor.

Büyüyen, enerji hatlarına inen, denizlere açılan, bayrağının geçmişte dalgalandığı ülkelere giren YENİ TÜRKİYE birilerine adeta kazık sokuyor.

Bu yüzden her yerden, değişik elbiseler giyerek geliyorlar.
Tıpkı geçmişte yaptıkları gibi aynı senaryoları hayata sokuyorlar.
Ömrünü İsrail'in kuruluşuna adayan Theodor Herz 1897'de Yahudileri Basel'de topladı.

"Birinci işimiz Osmanlı Padişahını indirmek" dedi.

Bu ülke içinde yeşerttikleri tüm Masonları devreye soktular.
Ülkede "Allah" diyen Allah adamı Şeyhülislamları bile SATIN ALARAK MASON yaptılar.

Mason ŞEYHÜLİSLAMLARLA devleti yöneten OTORİTEYE saldırdılar.
Din adamlarını ayaklanmalarda en ön saflara koydular. "Padişah indirilsin" diye kendini yırtan ALİMLER türedi bu topraklarda.

Basel'deki Yahudi Konferansı'nda alınan kararlar içinde ikinci sıraya yerleşen maddede "Osmanlı Devleti yıkılacak" yazıyordu. Ve İslam din 100 sene içinde bu ülkeden kalkacaktı. Buna yemin ettiler.

İNDİRECEKLER ardından DEVLETİ yıkacaklar ve işgal edeceklerdi.
Herşey kurulacak "İSRAİL İMPARATORLUĞU" içindi.
Nitekim Masonlar ve yerli işbirlikçilerle, din adamlarıyla saldırdılar.
Önce Padişahı indirip yönetimi ele geçirdiler.

Ardından Osmanlı'yı aynı işbirlikçilerle SAVAŞA soktular.
Savaş YIKIM demekti.
Ne Ordu bırakırdı ortada ne MİLLET.

Nitekim 30 cephede korkunç bir savaşın içine sürüklediler bizi.

1. Dünya Savaşı'na yerli MASONLARIN çığırtkanlıklarıyla sokulduk.
Bizi bölecekler, Güneydoğu'yu kurulacak İsrail İmparatorluğu'na bağlayacaklardı.

Fransızlar, Kahramanmaraş'ı kendileri için işgal etmedi.
Fransız Masonlar tafından Tevrat'taki vaad edilmiş topraklara eklenmek için işgal ettirildi.

Basel'deki Yahudi Konferansı kararları aynen tatbik edilmişti. 100 yıl sonra savaşı durduran, Kürtlerle kucaklaşan ve büyüyen bir TÜRKİYE çıktı karşılarına.
Adamlar şaşkın ördeğe döndü.

Tekrar BASEL KARARLARI için düğmeye bastılar.
Önce Türk Ordusu'nun içine girdiler.
Özellikle Dünya Denizlerinde 10 büyük GÜÇ'ten biri olan DONANMAYI yerle bir ettiler.

Önceki gün programımızda ağırladığımız Donanma Komutanı Nusret Güner, neden istifa ettiğini anlatırken yüreği yanıyordu. "Devletin savcısı bana kızımın ahlaksızca çekilmiş görüntüsü ile şantaj yaptı" diyordu.

Donanma subaylarına CASUS yakıştırması ile nasıl saldırıldığını anlatıyordu. "Dışarıya bağlı ÖRGÜT yapıyordu bu saldırıyı" diyordu.

Çünlü Türkler, Okyanuslar'a açılıyor, Aden Körfezi'nde DONANMA ile bayrak dalgalandırıyordu.

Üstelik AKDENİZ'de üç ayrı noktada müthiş DOĞALGAZ yatakları bulunmuştu.

Sondajı yapanlar İSRAİL FİRMALARIYDI...

Ve bu yeni enerji kaynaklarının GÜVENLİĞİ için güçlü bir DONANMAYA ihtiyaç vardı.
İsrail'in güçlü bir DONANMASI yoktu.

Üstelik AKDENİZ'de doğalgaz aramalarına SAVAŞ GEMİLERİ gönderen GÜÇ Türkiye'ydi.

İsrail aylardır büyük bir DONANMA kurmak için milyarlarca dolar harcıyor.

İsrail medyası onun için "Eyvah Türkler UÇAK GEMİSİ yapıyor. Güvenliğimize BÜYÜK TEHDİT" diye bas bas bağırıyor.

TÜRK DONANMASI'nı darmadağın edenler ise aramızda geziyor.

Atatürk'ün CHP'sinden, Sermaye'nin BARONLARINA kadar akıl almaz isimler de onlarla KUTSAL İTTİFAKLARA giriyor.

Unutmayın!!! Tüm kutsal kitaplar aynı noktaya işaret ediyor.
3. Dünya Savaşı AKDENİZ'de olacak.

Ne yapacağız?

Ordumuza, devletimize kastedenlere, bu ülkeyi yönetenlere darbe girişiminde bulunanlara "EYVALLAH" mı diyeceğiz?