Adam çıkmış “kuran dışında bir kaynak kabul etmiyorum” diyor. Peki, kuranın kaynak olduğunu, üstelik tek kaynak olduğunu neye göre söylüyor?
Kuranda, “kuran dışında başka bir kaynak kullanmayın” diye mi yazıyor? Şayet öyle ise, senin yazdığın kitaplar kuran dışında olan başka kaynaklar grubuna girmiş olmuyor mu?
Adam çıkmış “kuranı sanki bugün iniyormuş gibi, üstelik sanki kendine iniyormuş gibi okumak lazım” diyor.
Bu durumda kendini peygamber olarak görmesi normal. Çünkü kuranda “şüphesiz sen gönderilen elçilerdensin” diye yazdığına göre, adamın bu sözleri üzerine alınması ve kendini peygamber görmesi gayet mantıklı olmuş olur.
Adam çıkmış aklına yatmayan dini hükümleri, “bunlar islamda yok” diyerek reddediyor. “Ama hadislerde yazıyor” deyince “hadisler uydurma” diyor. “Nasıl anladın uydurma olduklarını” diye sorsan, bu seferde “kurana aykırı söz peygamber sözü olur mu” diyor. “Peki, o hadisin kurana aykırı olduğunu nasıl anladın” dediğinizde “mantıksız ve akla uygun olmayan bir söz kurana uygun olamaz çünkü kuran akla uygundur” diyor.
Adam çıkmış bindörtyüz yıldır Müslümanların anladığından başka bir anlayışın en doğru İslam anlayışı olduğunu söylüyor. Milyarlarca insan gelmiş geçmiş ve onlar kuranı ve islamı yanlış anlamışlar bu muhterem o kadar insandan daha zeki ve kavrayışı daha ileri olduğu için onların yanlış anladığını doğru anlamış. Öyle diyor.
Adam “kadere inanmak islamda yoktur” diyor.
Adam “peygamberimiz kuran dışında bir mucize göstermemiştir” diyor.
Adam “ peygamberimiz gaybı bilmez” diyor.
Adam “peygamberimize kuran dışında vahiy verilmemiştir” diyor.
Adam “şefaat diye bir olgu yoktur” diyor.
Adam çıkmış “cehennem ebedi değil” diyor. “Cennete gidenler de sonsuza kadar orada kalmayacak” diyor.
Adam “kabirde azap görme ya da zevk alma yoktur” diyor.
Adam “ölmüş kişiye okunan sure ve duaların faydası olmaz” diyor.
Adam” hz isa ölmüştür tekrar gelmeyecek” diyor.
Adam “mehdi gelecek mi” diye soranlara alay edercesine “mehdi sizsiniz ve geldiniz” diyor
Adam peygamberimizin miraç mucizesini ayı yarmasını kuma batırdığı elinin parmakları arasından sular fışkırttığını reddediyor.
Adam "islamda recm yoktur" diyor.
Adam “Allah geleceği bilmez” diyen birini sahiplenerek büyük âlimdir diyor.
Adam çıkmış "islamı ben bilirim” diyor.
Senin bildiğin İslam eski İslam değil dediğimizde laf sanatı retoriği yaparak İslam her zaman yenidir diyor.
Bu cümleleri duymuş olanlar bu adamın kim olduğunu elbette bilirler. Ancak söz konusu olan isim değil düşünceler olduğundan bu düşünceleri her kim ifade ediyorsa bu yazıdaki “adam” odur.
Bu adamın söylediği bu düşünceler “çok basit” bir şekilde çürütülebilir. Retorikbaz bir zekâ ile ileri sürdüğü tüm fikirler “kurana ve akla” dayanarak rahatlıkla yanlışlanabilir.
Çünkü geleneksel âlimlerimiz ve onların belirlemiş olduğu “usül bilgisi” sahibi olanlar yukarıda sayılan hususlara, kurana akla ve diğer kaynaklara göre cevap vermiş ve hepsini vüzuha kavuşturup ikna edici bir şekilde muarızlarını susturmuşlardır. Takdir edilmesi gerekir ki buradan bu hususlara tek tek cevap vermek yazıyı uzatacaktır. İlerleyen yazılarda bu iddialar çürütülecektir inşallah. Ancak şimdi bir iddiasını çürütelim.
Adam “kainat hz peygamberimizin yüzüsuyu hürmetine yaratılmıştır” manasına gelen bir kudsi hadisi reddediyor ve “uydurma” diyor.
Oysa “kâinat ne için yaratılmıştır peki” diye sorsak ne diyecek bu adam?
Elma çekirdeği toprağa düştüğünde önce fidan, sonra ağaç, en sonunda da elma olur. Elma ağacı, elma meyvesini elde etmek içindir.
Kâinat ağacının hedeflenen meyvesi nedir peki? tabi ki insan.
Kainatın; ayın, güneşin, yıldızların insanın emrine musahhar kılındığını ifade eden kuran, evrenin insan için yaratıldığını söylemektedir. Bu durumda söz konusu edilen insan hangi insandır? Firavun da insandır Hz Musa da. Ebu cehil de insandır Hz peygamber de.
Hedeflenen insan tipi nedir?
“Hangi özelliklere sahip bir insan ortaya çıkarmak amacıyla kâinat yaratılmıştır?” diye sorduğumuzda cevap açık ve anlaşılır şekilde ortaya çıkmaktadır;
Elbette övülmüş bir makama yükseltilmiş olan, adı Allahın adıyla birlikte dünyanın her tarafında yükseklerden bağırılan, şanı yüceltilmiş, âlemler için bir rahmet olması amacıyla gönderilen, seçkin insan Hz Muhammed için yaratılmıştır. Kendisinde güzel örnekler bulunan numune insan, kâinatın yaratılış gayesidir. Allah evrenin varoluş amacını “kulu ve resulu olarak yarattığı” Hz Muhammed olarak belirlemiş olduğu için biz o yüce şahsa ne kadar benzersek o kadar şereflenmiş oluruz. Zira ona benzediğimiz oranda kainat bizim için de yaratılmış olmaktadır.
Akla kurana ve hadislere hiçbir aykırılığı bulunmayan bu düşünceyi kabullenmek neden bu kadar zor olmaktadır anlamıyoruz.
İnsana “hz insan” diyen bu “adam” insan derken ne kastetmektedir? Yoksa kendisini mi?
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Kaynak insanin doğayla savaşmasi mücadelesi
O kadar cok uydurma hadis var ki.Nasil kuran ile hadisleri es tutalim. Peki soruyorum size Allah gonderdigi kitap yetersiz mi ki hadislere basvuralim?