ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

TARİHİ HAKİKATLER, EĞİTİM SİSTEMİMİZ VE DÜNYA YÖNETİCİLERİ

Güven

19 Ekim 2014 Pazar 05:43
  • A
  • A

Hemen her ülkenin kendine göre şanlı tarihi, belli bir kültürü ve bilinmeyenleri vardır. Avrupa ile tek ortak noktamız tarihimizdir. İstanbul olmadan Bir döneme damgasını vuran Roma imparatorluğunun tarihi yazılamaz. Ancak, kültürümüz bire bir zıttır. Bu yüzden aramızda kan uyuşmazlığı! vardır. Yani, monoteist bir din anlayışı ile trinite yani teslis inancının uyuşmazlığı.
Şu an Ortadoğu ve Dünya coğrafyasında olan bitenleri anlama kapasitemizin eğitim sistemimizin bize öğrettiği tarih ile anlamamıza imkan yoktur. Buna bir de Cumhuriyet tarihimizin başından beri Türkiye insanlarına dayatılan ayrıştırma politikaları ve algı senaryolarını eklersek işin nasıl bir Enigmatik (Muammalı ) bir hal aldığını anlamamız çok zordur. Çünkü bizler günlük politikalarla küçük pencereden bakarak yorum yaptırılmaya alıştırılmış bir topluluğuz.
Esasen, sadece hakikatleri içeren tarihimizi bilmek yeterli mi? Hayır. Başta bahsettiğim “ Onların kültürünü hatta ezoterik inançlarının tarihçesini bile bilmekte önemlidir. Ben çok geriden ezoterik kültürlerinden başlamayacağım çünkü çok uzun olur buna sonra değinmeyi düşünüyorum ama Osmanlı devletinin hüküm sürdüğü yıllarda neden 500 sene ekmeğin ve temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatları artmamış onun cevabını vermekle işe başlamak lazım kısa kısa gideceğim, ara ara bizi ilgilendiren batılı ülkelerinin tarihi stratejilerinden de bahsedeceğim. Fotoğrafın büyüğü işte karşınızda. Küçük hesaplarla düşünerek işin altından kalkamayız.
OSMANLIDA NEDEN 4-5 YÜZYIL TEMEL İHTİYAÇ ÜRÜNLERİ AYNI ÜCRETE HALKA VERİLMİŞTİR?
Provizyon izim. Bu süreç günümüzde kullanılmasa da Osmanlı döneminde ham maddeyi dışarı vermeden tamamını halka dağıtıp ürünlerin fiyatlarının artmamasını sağlayan sistemdir. Taa ki, Balta limanı anlaşmasına kadar. İşte Osmanlının bitişini hızlandıran 1838 tarihli bu anlaşmanın hikayesi aslında Müslümanlar üzerinde büyük tahakküm kuran Batının yaklaşık 150 yıldır sürdürdüğü borçlanmaya endeksli yönetim biçimini de hızlandırdı. Kısaca bu sistem şöyle oluştu.
17. yüzyılın sonların İngiltere’de oluşan sanayi devrimi sonrası ham madde sıkıntısı baş göstermişti. Büyük bir coğrafyaya sahip Osmanlı, bu tarihten sonra Ham madde satmayı ret ettiği için Osmanlıyı dize getirmeyi planlayan İngiliz aklı işe Mısır ile başlamış ve Mısır valimiz Kavalalı Mehmet Ali paşayı orada güçlendirmiş sonra da Osmanlıya saldırmasını sağlamıştı. Nizip’te, Osmanlıyı yenen M. Ali Paşayı, İngilizlerin kurduğu senaryo gereği sadece İngilizler durdurabilirdi. Osmanlının yardım talebini ret etmeyen İngilizler tek bir şartla M. Ali paşayı durdurdu, o da Balta limanı anlaşmasıyla hayata geçirilecek Osmanlının İngiltere’ye ham madde satışı. İşte bu tarihten sonra tüm Avrupa ülkeleri sıraya girdi Osmanlıdan ham madde almaya başladı ve Osmanlı ekonomik yönden içeride çökmeye başladı. Artık zehir içeriye verilmişti ve bu zehir bir eroin misali alışkanlık yapmış Osmanlı borç alan bir ülke olmuş ve bu zehri Osmanlıya yutturan Batı, Osmanlıyı Ruslarla savaşa sürükleyip Osmanlının belini iyice kırmayı başarmıştı. İşte bu süreç Osmanlıyı parçalayacak, sadece borçlu hale sokmayacak sahip olduğu tüm coğrafya da kan ve göz yaşının hiç durmayacağı o 150 yıllık süreci başlatmış olacaktı. Osmanlıya o dönem verieln borçlar tam 100 sene sonra 1955 te ödenip bitirilmişti ve ardından başımıza İMF belası çıkıp son 1-2 sene önceye kadar bizi sömürmüştü. Ayrıca böl parçala politikası Cumhuriyet kurulduktan sonra bile devam edecek, kafası kuma gömülerek yan odada neler olduğunu hiç anlayamayacağı bir eğitim sistemi ile halkı, kurumların içerisine soktuğu bedeni TC vatandaşı ama kafası İngiliz Devlet yöneticileri ile devlete şırıngayla uyuşturucu vermeye devam edecekti. Bizler kendi kendimize kavga ederken onlar kendi kurdukları enerjiye dayalı sistem ile Orta doğu petrollerini gasp edip 100 yıl ve ötesinde kullanacak politikaların temellerini Ortadoğu’da çizdikleri sınırlar ile atmışlardı. Biraz ileride Avrupa’ya yakın Müslüman azınlığın oluşturduğu topluluğu ise soykırım yaparak susturmuşlardı. Bu olaylar Avrupa’nın yanı başında olmuş BM, NATO, AB ve ABD buna kıs kıs gülerek oyunun bir parçasını yerine getirmenin keyfiyle partiler düzenleyip bu süreci kutlamışlardı.
ORTADOĞUNUN KALBİNE YERLEŞTİRDİKLERİ İSRAİL NEDEN KURDURULDU?
Hikayesi çok eskiye dayalı bir ezoterik anlayışı bahane edip yani Siyon tepelerindeki törenlerini hayata geçirmek bahanesi ile bir kültürü bir etnik gurubu etkileyip zorla eski Osmanlı topraklarına ait Filistin kentine yollayıp orada İsrail devleti kurdurulmuştur. Bu hikayenin can alıcı noktası şu. Bir üst tasarım olan Hitler’in 2. Dünya savaşını bahane ederek Almanya daki Yahudileri Ortadoğu ya yollamak için onlara işkence yaparak, toplama kamplarına yollayarak, fırınlarda yakarak göz dağı vermesinin ardından Alman Gettolarındaki Yahudileri Ortadoğu ya yani 4-5 sene sonra kurulacak İsrail’in vatandaşı olmalarını sağlayacak süreci başlatmıştır. Bundan önce Rusya'daki Yahudiler Türkiye'ye sürülmüş ve bunun masrafları Osmanlı içerisinde kurulan ( yabancı ülkelerin kurmasıyla oluşan bir banka) bankanın finasörlüğün de Önce Osmanlı topraklarına ardından filistine sürülmüşlerdir. Elit kısım Türkiye de ve almanya gibi ülkelerde kalmış Filistine giden yahudilere lojistik destek vermişlerdir. Bu üst tasarımı kuranlar yanim Hitleri, İsraili, Osmanlıyı bitirenler, savaşları çıkarıp barıları yapanlar kimlerdir diye baktığımızda Şu anki dünya yöneticilerini yani Osmanlıyı bitiren akılın baş aktörleri olan Rockefellerler, Rothschild aileleri, Yale üniversitesinin kurucusu J.P Morgen ailesi ( kuru kafa ve cemiyetinin kurucusu., aynı zamanda bu cemiyetin merkezi Yale üniversitesidir ), o dönemin para sistemi aktörlerinden Warburg ailelerini görürüz. Bunlar en önemli ailelerdir. Esasen bunlar toplam 13 ailedirler. Bu aileler Sosyalizm, kapitalizm, Kominizim gibi rasyonel kurguları bitirmişlerdir ancak DİN gibi İRRASYONEL olgularla baş etmeye çalışmaktadırlar. Onların dini Şeytandır. Yani Luciferdir. Bu ailelerin ortak noktaları çoğunun Yahudi olması ve gücü Masonik sistemle yönetmeleridir. Bunu bir piramit sistemiyle yaparlar ve en üstte TAVİSTOK en altta istedikleri düzeni sağlamak için kurdukları terör örgütleri vardır. Bunların ortasında diğer Masonik birimler, para enstrümanları, insanların ve ülkelerin para harcayarak sahip oldukları nesnelerin oluşturduğu otomotiv, silah, petrol, bilişim, komünikasyon gibi dev şirketler vardır. İşin kılıfına uysun diye Birleşmiş Milletler gibi Dünya Bankası, İMF gibi palavra kuruluşların içler indedirler. BM 193 ülkeden oluşmaktadır ama esasen bunların haricinde 33 dev şirket BM de bulunur bunlar BM'nin ekonomik konseyini işletirler. Esasen İMF Dünya bankası gibi kuruluşlar BM de ekonomik konseyin bir parçalarıdırlar. Tek faydalı noktaları kendi bekaları için yapılanlara yol açmaktır. Eski adıyla Milletler Meclisi olan BM bilindiği gibi Musul ve Kerkükü elimizden alınması amacıyla o dönemde devreye sokulmuş bir kuruluş olmuştu.
Dolayısıyla bu aileler ellerindeki para gücüyle Dünyayı tek elden yönetmeye çalışmaktadırlar. Her ülkede kolları vardır ve bir çok büyük devletin içerisinde devlet içinde devlet tirler. Ülkeler arası sosyal paylaşım, kültür dernekleri ve bir çok düşünce Vakfına sahiptirler. Bunlar aracılığıyla insanları yönetir bilinç altlarına istedikleri mesajı gönderirler. Bunun için en etkili kullandıkları örgüt TAVİSTOK ya da eski adıyla İLLÜMİNATİ’dir. Dünya petrolünün \%65 inin var olduğu Orta doğu petrollerinin bekçiliği ve Müslümanları kontrol edip yok etmeleri için kurulan Siyonist İsrail in kurucuları dırlar. Esasen İsrail dışındaki Yahudiler kesinlikle İsrail in Siyonist politikasını ret ederler. İsrail in bayrağındaki yıldız Davut yıldızıdır ve alttaki 2 çizgi Fırat ve Dicle’yi temsil eder. Yani bu bile Türkiye’nin hedef ülke olduğu gerçeğinin kanıtıdır.
Yukarıda anlattığım dünya yöneticileri bir komplo teorisi değil gerçeğin hakikatin ta kendisidir. İşte bu gerçek 500 yıldır Dünyayı idare etmektedir ve son 2 bin yıldır vardırlar. Korkulan onların uzaya çıkıp Dünyayı oradan yönetme istekleridir. İşte bundan dolayın Ulus devletler son yıllarda bu Dünya yöneticilerini deşifre etmeye başlamış onlarla örtülü bir savaş vermektedirler. Dünya Baronlarıyla savaşan en etkili ülke Rusya’dır. Buna Türkiye, Çin ve Amerika’nın diğer yarısıdır. Çünkü hemen her ülkede derin devlet anlayışı bu Dünya yöneticileri tarafından sokulmuşlardır. Bu yüzdendir ki 1989 dan beri Dünya ENİGMATİK çağ adı verilen Muammalar devrini yaşamaktadır ancak, 36 yıl sürecek bu çağ yerini QUANTUM TELOJİSİ çağına geçildiğinde iş işten geçmiş olabilir. Dünya yöneticilerinin yıllık takvimi 360 gün üzerinden olup her yıl bizden 5 gün toplam 500 senedir var oldukları için 2500 gün önce kararlar alıp uygularlar. ( Bilindiği gibi dünya 365 gün 6 saat üzerinden GREGORYEN takvimi kullanır ) Bizler bu uygulamaların sonuçlarını 6-7 yıl sonra görürüz. Bu konu da uzun ama kısa bir bilgi vermek istedim. ( Bu bilgilerin çoğu Dünyanın sayılı araştırmacısı ve derin Türk kültürüyle büyütülüp yetiştirilmiş ama Batı kültürünün içerisinde yerleştirilerek oradaki bize sunulmayan bilgileri bizlere sunan AYTUNÇ ALTINDAL’IN söyleşilerinden derlenen…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.