12 Eylül darbesi sonrası 7-8 yaşlarındaydım. İzmir Bornovadaki ege Üniversitesi rektörlük binası önüne sağanak yağmur eşliğinde hepimizi dikmişler yağmur suları ayakkabımın içerisinde parmaklarımı buruşturmuştu. Yaklaşık 2 saat bekletilmenin ardından önümüzden geçen ve sadece 3 saniye gördüğümüz kişinin Başbakan Kenan Evren olduğunu sonradan anlattılar.
Okula başladığımda rahat hazır ol dikkat ile başlayan ve asker duruşuyla nizam alan bir düzen ilk futbola başladığım kulüpte devam edip okul hayatımdan sonra askerde zirve yapmıştı.
Asker zihniyetini hissettiren bir Türkiye olmamalı. Darbe gönüllüsü, demokrasinin alternatifi bir ordu yerine Türkiye ye hizmet eden bir ordu olmalı. Türk hükümetine bağlı bir ordu olamalı ve bunun başlangıcı Ergenekonla başlamıştır.
Esasen 1071 den önce geldiğimiz Anadolu topraklarında tarihimizin Malazgirt savaşıyla başlangıç yapıp CİHANŞÜMUL olmuş bir imparatorluğun evlatlarıyız biz.
Belkide tarihimizdeki 17. devleti kurup farklı bir kimliğe büründüğümüzde sudan çıkmış balık gibiydik. 13 milyon nüfusu kalmış, bitmiş, halkın yarısının savaş gazisi veya savaş sonrası travma yaşadığı bir ortamda kuruldu bu Cumhuriyet.
Son kalelerimizden Filistin ve Suriye yağ gibi kayıp gitmişti elimizden. İçimizdeki Alman ve İngiliz hayranı kimseleri içimize yerleştiren dış güçler o dönemde bu kişileri öyle bir kullandı ki kıpırdayamaz olduk ve o devletin çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzaladık. Rauf ve Enver Paşadan bahsediyorum. Enver Paşa Alman torpiliyle kaçırılmış ve sonradan bir çatışmada öldürülmüş Rauf paşa İngiltere'de büyük elçilik yapmış aynı zamanda 3. Başbakanlardan dır.
O dönemde içimize kadar girmiş dış güçlerin adamlarının tükettiği vatanımızda Mustafa Kemal ön plana çıkmış ve Cumhuriyeti kurmuş, bir çok değişimin öncüsü olmuş bilinen en büyük Türktür.
O dönemde Kilis ve Suriyeyi sadece petrol sömürüsü için elimizden alan İngiltere Dünyada bilinen en büyük sömürgeci devletlerdendir. Bunları Fransa ve diğer bilindik ülkeler izlemektedir.
Okullarda Atatürk ile yatıp Atatürk ile kalkmamızın esas nedeni ne olabilirdi? Atatürkçü oldurmak mı? Tarihimizi unutturmamak mı? Neredeyse ülkede yapılan hemen her yeni ve büyük kamu yapılarına Atatürk ismini verip, her noktaya hata her okula Atatürk resmini dikmek ne demekti? Tüm bunlara rağmen bakın neler oldu..
Atatürk çok özlü sözler söylemişti de neden onun çizdiği çizgiden gidemedik. Neden atı alan üsküdarı geçmişken bizler sürekli geri geri gittik. 1923 ten sonra yükselen tek değerimiz nüfus olmuş. Ekonomi? Üretim? Milli gelir, Büyüme?
Atatürk'ün Türk gençliğine hitabesini çok severim ve bu hitabede beni en çok gururlandıran " Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" söylemidir.
Atatürk'ün söylediği medeni ülkeler seviyesine gelmek fikri bu ülkede ne kadar ciddiye alındı ve ne kadar gerçekleştirildi?
Şimdi tüm bu söylediklerimi tekrar düşünecek olursak Atatürk'ün arkasına saklanmış ve onu kalkan olarak kullanmaya çalışan zümre bu ülkenin çağdaş ve medeniyet sınıfına çıkması için bu güne kadar ne yapmıştır?
Peki bu zümre tüm verilere baktığımızda Atatürk'ün belirttiği büyüme ve batıya yaklaşma konusunda en çok yol kat ettiğimiz ve Cumhuriyet tarihinin en prim yapan dönemi olan son 10 senenin başarılı hükumetini devirmek için neden bu kadar iştahlılar. Esas amaçları ne? Sokakları ateşe verme meraklısı olan ve dış güçlerin yardımıyla planladıkları bu kargaşa ortamı sonra ne yapıp ta daha büyük bir Türkiye yi ne yapıpta bize sunacaklar?
Dış güçlerin sokak olaylarına yaptığı katkı ispat edilmiştir. OTPOR örgütünün organize ettiği, sosyal ağları REDHACK gurubuyla organize eden tüm finansman yükünü yerleşik düzenin yaptığı bu oyunun sonu belli.
Sokak olaylarına destek veren her kişi her kurum işin nereye varacağını kestirmeden sadece sözüm ona ideoloji uğruna ölümü göze alıp sokağa çıkan zihniyet umarım gerçekleri öğrendiğinde geç kalmış olmazlar.
1 Hazirandaki Gezi parkı olaylarının ardından ülkeyi karıştıracak 2. sokak olaylarının ana temasını Ergenekon davasının sonucu oluşturacağını düşünüyorum. Bunların yanında Gezi parkı olaylarının ölenleri ve yaralananları için huzursuzluk çıkartılmak istenecektir. Seçime kadar ülke bu tip olaylara gebe.
şimdi esas mesele nedir, anlaşılmıştır umarım. içimizdeki yerleşik düzeni yok ettiğimiz gün, birlik olup tek bir amaç için mücadele ettiğimiz gün bu ülkenin sırtı yere gelmez. Tüm bunlara rağmen halkın çoğunluğunun oynanan oyundan haberdar olması, ve hiç olmadığı kadar tarihini araştırıp tarihine sahip çıkması oynanan tüm oyunları bozacaktır.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Tarih Osmanlıdan ibaret...
ilk paragraftaki başbakan Kenan Evren cümlesi yanlış, adam cumhurbaşkanıydı...