“İçinde hidayet ve nur bulunan Tevrat’ı elbette biz indirdik. Müslüman olan Peygamberler, Yahudiler hakkında hükmederler, Rabbaniler, âlimler de Allah’ın kitabını korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hükmederler) ve onun Allah’ın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi. İnsanlardan korkmayın, benden korkun, ayetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide Suresi: 44)
Elbette Tevrat için geçerli olanlar Kur’an-ı Kerim için de geçerlidir. Hz. Muhammed (sav) ve ashabı Kur’an ile hükmederlerdi. Bir gün Hz. Peygamber (sav) Efendimiz, Hz. Muaz b. Cebel (ra)’a sorar:
“Sana bir mesele sorulduğunda ne ile hükmedeceksin?”
Muaz (ra): “Allah’ın kitabıyla.”
Resulullah (sav): “Eğer Allah’ın kitabında bulamazsan ne ile hükmedeceksin?”
Muaz (ra): “Allah Resulü (sav)’nün sünnetiyle.”
Resulullah (sav): “Eğer onda da bulamazsan.”
Muaz (ra): “Kendi reyimle ictihad ederim” deyince, Peygamberimiz (sav); “Nebisini, razı olduğu şeyde başarılı kılan Allah’a hamdolsun” buyurdu.
Bizden istenen insanlardan korkmadan ve Allah’ın ayetlerini gizlemeden onunla hükmetmektir. İnsanlar üzerinde bu Kitabı egemen kılmaktır.
Başka kanunları İslam Fıkhı’ndan üstün görenler, başka başka ideolojileri benimseyenler, dini devletten, devleti dinden ayıranlar hakkında söz söylemeye bile değmez. Mesele bu kadar nettir. Bu Kur’an, şaka değildir.
Şöyle buyrulur:
“Kuşkusuz Kur’an, ayırıcı bir sözdür.
O, asla bir şaka değildir.” (Tarık Suresi: 13-14)
Bu, Kur’an, hükmetmek için gelmiştir. Açık söyleyelim. Ortada Allah’ın kitabı varken kimsenin “istediğim gibi yaşarım” demeye hakkı yoktur.
Hem aramızda Kuran olacak hem de birileri Kur’an-ı Kerim’e aykırı kanunları üstümüze egemen kılacak… Ve bizde buna razı olacağız. Olacak şey değil. Küfre rıza küfürdür.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.