ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Bir Değersizleştirme Aracı: Liberalizm

Hakan Uzandı

12 Aralık 2013 Perşembe 23:15
  • A
  • A

“Eğer kulumuz (Muhammed -sav-) a indirdiğimizden (Kuran’dan) şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir süre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. Yok yapamadıysanız ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan inkarcılar için hazırlanmış ateşten sakının.” (Bakara Suresi: 23-24)

Burada insan ile taşın beraber anılması tefsir kitaplarında “kömür” gibi yakacak olarak kullanılacak taşlara işaret olduğunu söyleyen âlimler vardır. Bir bakıma ileride “kömür”ün bulunacağına işarettir. Bununla birlikte taş ile insanın beraber anılması taş ile (kafir) insanın karakter benzerliğine de işaret edilmiştir. Çünkü aynı surenin bir başka ayetinde insan ile taş arasında bir ilişki kurularak şöyle buyrulmuştur:

“Sonra bunun arkasından kalpleriniz katılaştı. Şimdi onlar taşlar gibi hatta daha duygusuz çünkü taşların öylesi var ki içinden nehirler kaynıyor, öylesi var ki çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor ve öylesi de var ki Allah korkusundan yerlerde yuvarlanıyor. Sizlerin neler yaptığından Allah gafil değildir.” (Bakara Suresi: 74)

Bütün bu ayetler, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed (sav)’in getirdiği değerlere iman etmeyen insanların taş kalpli olacağına dair bir işaret sunmaktadır. Onlar merhamet açısından her gün veya özel günlerde karşısında durdukları heykellere benzerler. Duygusuz, akılsız ve değersiz…

Liberalizm İdeolojisi; “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sloganını dinleştirmiştir. Suriye’de yaşanan katliamlar karşısında İhsan Dağı gibi liberalleri görünce yani onların Suriye ve Mısır’daki zulümlere sessiz olun çağrısı yapıp lanet olası reel politika çağrısı yapanları görünce slogana yeni bir slogan daha ekliyoruz: Bırakınız ölsünler!.. Bırakınız İran ve Esed ağzının tadıyla bebeklerimizi öldürsün!..

Suriye, Mısır ve dünyanın birçok yerindeki zulümlere heykelden daha sert olan liberaller, aslında müstakil bir ideolojinin sahibi değillerdir. Ülkelerde pompalanmalarının nedeni bulundukları ülkelerin değerlerini sıfırlamak ve iktidara gelecek yeni bir güce zemin hazırlamaktır. AB, ABD hatta Rusya gibi küresel güçler ülkelere yerleşmek için genellikle liberalleri kullanırlar. Son zamanlarda buna İsrail’de eklenmiştir. Liberal Yazarlar “özgürlük” vurgusu yaparak önce kendilerine alan açarlar sonra da seslendirdikleri ülkenin egemenliği için çalışırlar. Bilirler ki her ülkenin kendini korumak için bir takım savunma mekanizmaları vardır ve bu mekanizmaları etkisiz hale getirmeden ülkenin yönetimini ele geçirmek mümkün değildir. Son zamanlarda dinin kat’i nasslarını bile liberal veya tarihi olarak nitelendirenlerle liberallerin dostlukları kayda değerdir. Fethullah Gülen, “Kur’an-ı Kerim’in Yahudilerle alakalı hükümlerin çok ağır olduğunu” söylemiştir. Bir toplumda dinin reflekslerini sıfırlayabiliyorsanız artık ülke bütün operasyonlara hazır demektir.

Liberalizm hiçbir zaman iktidar olmak için kullanılmaz. Sadece düşmanı mağlup etmek için kullanılır. Türkiye’de 2002-2010 yılları arasında liberal rüzgâr estirilerek sadece eski derin devlet döküntüleri itibarsızlaştırılmamıştır bununla birlikte İslam’ın ahkam ve devlete yönelik hükümleri de etkisizleştirilmeye çalışılmıştır. Bu bir tez veya komplo değildir. Zira 2006 yılında çıkan Terörle Mücadele Yasası’nda inancı olan veya düşünen herkes potansiyel tehlike olarak görülmüş ve on binlerce insan düşündüğü için mahkemelik olmuştur. “Bırakınız yapsınlar” tezi ile “Terörle Mücadele Kanunu” nasıl cem edilebilir. Ama piyasada özgürlük çığırtkanlığını yapan Emre Uslu ve Camia Örgütü Terörle Mücadele Kanunu’nun kalkmaması gerektiğini defalarca ifade etmişlerdir.

2002-2010 döneminde kitap yazanlar 15 yıl hapse mahkûm olmuş ve bazıları da yayınlamadığı kitaplar yüzünden hapse girmişlerdir. Ama dönemin hâkim sloganı ise özgürlüktü. Ve 2010 yılından sonra omurgalı olmak isteyen Hükümeti, 7 Şubat Darbesi ile devirmeye çalışmışlardır. Ve bundan sonraki hükümet darbe girişimlerinde Liberaller öncü kuvvet olacaktır.

Ülkenin gençliğinin içinin boşaldığını Hükümet ne yazık ki 2013 Gezi Hadisesi ile görmüştür. Gençlerin ideali yoktur ve savundukları bir değer de bulunmamaktadır. Yanı başımızda Suriye’de yer yerinden oynuyor ama Türkiye Halkı yerinden bile oynamıyor. Esed aleyhinde halkta gösteriler bile yapılmıyor… Değersizleştirilen toplum için kaos, kaçması mümkün olmayan bir kuraldır.

Taş Kalpliler sahnededir ve taşlar yere düşünce un ufak olurlar. Türkiye Gemisi, tuz buz olabilir.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.