Literatürde dershane; “eğitim kurumlarının değişik aşamalarındaki sınavlarını geçebilmek amacıyla, normal eğitim ve öğretime ek olarak yapılan öğretime” verilen isimdir. Tarifte dershane teknik kurumlar olarak tarif edilmiştir. Ama dershanelerin kapatılması konusu üzerine konu daha çok siyasi olarak değerlendirilmektedir. Hatta CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, dershanelerin kapatılması ile dağa çıkışları direk birbirine bağlamaktadır. (http://www.yazete.com/egitim/dershanelerin-kapatilmasina-farkli-tepkiler-710525.html)
Dershaneler ile siyasi hayat arasında neden bu kadar yakın bir ilişki kurulmaktadır? Bu duruma göre dershanelerin kapatılması kararı siyasi ise var olmaları da siyasidir hükmüne ulaşmamız mümkündür. Dolaysıyla dershaneler açıkken birileri siyasi hareket yaparken kapalı iken de bir siyasi hareketin önü kesilmek isteniyor hükmüne ulaşmamız lazımdır. İşte rahatsızlığın özü burasıdır. Hükümet 7 Şubat Darbe girişiminden sonra sorumsuz ama etkili bir siyasi hareket hüviyetindeki “camia” denilen yapının insan kaynaklarının siyasi alt yapısını durdurmak istemektedir.
Hükümetler iktidarlarını paylaşmak istemezler ama ortak menfaatler bir grup ile hükümetin aynı hedefler için işbirliği yapmalarını sağlayabilir. Bu işbirliği ahlaka da uygun olmayabilir. 2010 KPSS Sınavları üzerindeki şaibe hala kaldırılamamıştır. Ayrıca 2007-2012 yılları arasında yapılan tarihin gördüğü en büyük “terör operasyonları”, tasfiye hareketlerine dönüşmüştür. Bu durumun değişik sıkıntılara yol açtığını gizleyemeyiz. Ama Mavi Marmara sonrası tasfiye hareketlerine girişenlerin İsrail ile aynı noktaya odaklanması Hükümeti rahatsız etmiştir.
Dershanelerin kapatılma kararı tamamen siyasidir. Zira eğitim kurumlarında sınavlara yeterince hazırlanıyorsa dershanelere ihtiyaç kalmayacaktır. Dershanelerin kapatılmasını istemeyenler, dershanelere bir eğitim kurumundan öte manalar yüklemektedir. Çünkü eğer dershane sadece sınavlara hazırlık kurumları ise konu sadece teknik seviyede değerlendirilmesi lazımdı. Dolaysıyla dershaneler fırsat eşitliğini sağlama yerine ülkemizde siyasi faaliyette bulunan bazı çevrelerin basamağı olduğunu söylememiz lazımdır.
Dershane meselesine hükümetin köklü çözümler bulması siyasi açıdan elbette gereklidir. Ama insanları daha başka husus rahatsız etmektedir. Emniyet, yargı ve hükümet içerisindeki sorumsuz ama etkili çevrelerin paralel yapılanması ile KCK Terör Örgütü arasındaki farkı izah etmeleri zorunludur.
İnsanlar, Türkiye’de sosyal sözleşme esasları üzerinde yaşamak istemektedirler. Mahkemede veya başka yerde bu şunun adamı veya bunun adamı gibi muamele ile karşılaşmak toplumda derin yaralar açmaktadır. Dolaysıyla hükümet, ülkede yaşamanın objektif şartlarını ortaya koymalıdır. Objektif şartlar ortaya konulursa, kimsenin telefonuna emniyette “sehven” telefon numaraları yüklenemeyeceği gibi sınavlarda hile olayları da son bulacaktır. Hükümet 2010 KPSS Sınavlarında iyi bir ahlaki sınav verememiştir. İttifaklar sistemi yerine hukuk devletini inşa etmelidir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.