Hilafetin kaldırılmasıyla ilgili Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Satan şu tespitlerde bulunuyor:
“Hilafet Makamı’nın ilga edilmesi İslam Tarihi’nde bir kırılma noktasıdır. Bu, yeni dünya düzeninde Müslümanların yer almayacağının deklarasyonudur. Bu, bir geri çekilme hamlesidir. Müslümanlar, I. Dünya Savaşı’ndan sonra bir güç olamayacaklarını göstermiş oldu. Türkiye, Avrupa karşısında oyun kurucu olarak yer almayacağını da deklare etti. (…) Hilafet yaşayabilirdi ama bu bir tercih sorunudur. Çünkü Cumhuriyet’i kuran kadrolar, halifeliğin yaşamamasını tercih etmemişler. Bu da Müslümanların aleyhine, Batı’nın lehine olmuştur.” Doktor Ali Satan, Batı’nın memnuniyetini de Basın yayın organlarından örnekler veriyor:
“İtalya’da yayınlanan Apokar’dan: “Mustafa Kemal Paşa’nın hareketi, hilafeti Britanya İmparatorluğu’na hediye etmekten başka bir şey değildir.”
5 Mart Tarihli Times’tan: “Fakat şurasını bila şüphe söyleyebilirim ki bu hareket hem İslamiyet hem de medeniyet için bir felaket olacaktır. Hilafet bir mefkure-i müşterekenin muhassılası idi. Korkarım ki bu mefkure-i müşterekenin ortadan kaldırılması henüz terakki’den nasipdar olmamış medeni Müslüman cemaatlerini ihtilal ve iğtişaş sahalarına sevk edecektir.” (http://www.zaman.com.tr/pazar_halifeligin-ilgasi-ne-anlama-geliyor_2154116.html)
Hilafeti kaldırarak İslam’ı tarih sahnesinden silip ve Ortadoğu Coğrafyası’nı sömürü alanı geçirme fırsatı yakaladığını zanneden Batı Dünyası yanıldıklarını çok kısa sürede anlayacaklardı. Ortadoğu Coğrafyası üzerinden süren paylaşım savaşları Batı’yı kendi içerisinde paylaşım savaşlarına itmiştir. Zaten I. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra olan II. Dünya Savaşı’nda on milyonlarca insan ölmüştür. Dolaysıyla Halifeliğin kaldırılması müslümanların işine yaramadığı gibi İslam’a inanmayanların da işine yaramamıştır. Osmanlı’nın tarihten çekilmesi dünyanın tamamını istikrarsızlık alanına çevirmiştir. İslam’dan sonra hiçbir güç dünyada yapıcı bir düzen kuramamıştır.
Soğuk Savaş Sonrası ABD; Rimland Teorisi’ni gözeterek Irak ve Afganistan’a saldırmıştır. Yale Üniversitesi Profesörlerinden Nicholas J. Spykman tarafından geliştirilen Rimland Teorisi; kenar kuşağa (Mısır-Afganistan hattı) egemen olan bir gücün dünya hakimiyetini ele geçireceğini iddia eden bir teoridir. Bu kuşağı ele geçiren güç, Kuzey’de Rusya, Doğu’da Çin, Hindistan ve Japonya’yı kontrol edebilir. Teorik olarak doğru olan bu tez, paradigma eksikliği vesilesiyle imkansızdır. Çünkü ABD’nin ne tarihi birikimi ne kültürel düzeni ne de siyasi gücü bölgeyi yönetebilecek gücü vardır. Aynı sıkıntı AB, Rusya ve Çin içinde geçerlidir. Bölgede yeşeren Humeynizm, Sosyalist Baas ve Kemalizm İdeolojileri de bölgeyi kucaklamayı bırakın kendi çıktıkları coğrafyalarda bile yönetme kapasitesine sahip olamamıştır. Tek yaptıkları insanlara baskı yapmak ve onları bölerek üzerlerinde hegemonya kurmak olmuştur. Her biri küresel güçleri kendi topraklarına davet etmiş ve küresel savaşın ileri karakolları olmuştur. Türkiye’nin ABD, İran’ın Rusya ekseninde politikalar üretmesi boşuna değildir.
Bölge üzerinde küresel güçlerin rekabeti hem bölgenin hem de küresel güçlerin işine gelmemiştir. Ortadoğu ne kadar istikrarsızsa dünyada o kadar istikrarsızdır. Bölgenin tümünü yönetecek ve dünyaya istikrar yayacak bir düzene ihtiyacı vardır. Bu düzen de İslam’dan başkası olamaz. Bölgede Kemalizm, Laiklik, Sosyalist Baas ve Humeynizm iflas etmiştir. Demokrasi ve Liberalizm gibi kavramlar da çok zaman nötr kavramlar olduğundan daha çok güçlü olanın inisiyatifini ifade etmektedir. Kapitalizm ve Komünizm gibi evrensel ideolojiler ise çoktan ölmüştür ama sadece cenaze merasimleri düzenlenmemiştir.
Dünyanın yeniden yaptığı hatanın farkına varması gerekmektedir. Bölgede İslam egemen olmaz ve Hilafet yeniden tesis edilmezse bölgedeki istikrarsızlık devam edecektir. Bölgedeki istikrarsızlıkta tüm dünyayı 3. Dünya Savaşı’na kadar sürükleyecektir.
Dünyadaki mevcut güçlerin tamamı daha Suriye’deki savaşı bitirememektedir. Suriye Savaşı BM’nin iflasının adeta ilanıdır. Ve Suriye Savaşı görünen o ki yerinde de saymayacaktır ve bütün bölgeye yayılacaktır. Uluslararası sistem Mısır Meselesi’ni bile halledememektedir. Daha Mısır’daki olaya darbe demekten korkan dünyanın, Mısır meselesiyle de başı çok ağrıyacaktır.
AB, artık bir medeniyet projesi olmaktan çıkmıştır. Başörtüsü Davası yani Leyla Şahin Davası AB’nin İslam’ı kırmızıçizgi olarak gördüğünü ve İslam’a doğru yayılamayacağını ilan etmiştir. Dışarıya doğru genişleyemeyen bir medeniyet kendi içerisine kapanır ve iç çatışmalarda boğulur. Yakın zamanda Balkanlardan başlayarak etnik çatışmaların AB içerisinde yayılmasını beklemek kehanet değildir. Kısaca Hilafet ilan edilmezse daha insanlık çok çekecek!..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.