Tarihsel süreçler kısa vadeli olarak değerlendirilemezler.
Son günlerin sıcak tartışma konusu. Hükümetin ısrarla ve kendinden emin olarak sürdürdüğü dış politika ve buna karşın özellikle Suriye ile olan ilişkilerin tamamen kopması neticesinde bu politikayı eleştirenler. İki tarafın da kendine göre haklı gerekçeleri var. Bakalım bu gerekçeler nelermiş.
Davutoğlu döneminin dış politika anlayışına karşın söylenen ve diler getirilenler. Diyorlar ki: Siz sıfır sorun politikası ile tüm komşularımızla iyi ilişkiler kurup birlikte ticari anlaşmalarla büyüyeceğiz diyordunuz. Ancak Suriye ile ilişkilerimiz koptu. Irak hükümeti bize karşı cephe almış konumda. Ermenistan ile sıkıntılıyız. Rum Kesimi ile ciddi problemlerimiz var.
Diğer tarafa gelince. Onlar da diyorlar ki: Biz sıfır sorun politikamızın işlemeye devam ettiği kanaatindeyiz. İç savaşın yaşandığı bir Suriye ve her an karışmaya hazır konumda olan bir Irak ile şu anlık yaşamış olduğumuz sorunlar politikamızın çöktüğü anlamına gelmez. Hem bundan 10 sene önceye bakalım isterseniz.
Yaklaşık 10 sene öncesi komşularımızla olan ilişkilerimize baktığımızda Suriye ile her an savaş çıkma ihtimali ile karşı karşıya olduğumuz dönemlerin sıkılıkla yaşandığını görmekteyiz. Terörist başını Suriye’nin koruduğunu ve Suriye’nin PKK’ya açıktan destek verdiğini göz önünde bulundurursak şu son 6 ay hariç Suriye ile ilişkilerimizin uzun zamandır hiç olmadığı kadar iyi olduğunu görüyoruz. Irak’a gelince Saddam dönemi Irak ile Türkiye’nin yine arasının soğuk olduğunu görüyoruz. Kuzey Irak bölgesinde şu an itibariyle Türkiye’nin etkinliği açık. Yani Irak ile de ilişkilerimizin eskiye nazaran kötüye gittiğini söylememiz pek doğru olmaz. Rum Kesimi’ne gelince Türkiye’yi senelerdir her platformda zor durumda bırakan Rum’ların Türkiye’ye karşı eski etkinliğini sürdürdüğünü söyleyemeyiz. Çünkü Türkiye uluslar arası alanda 10 yıl öncesine göre daha etkili. Bu hemen hemen herkesin kabul ettiği bir konu. Yunanistan ile ilişkilerimize baktığımızda 10 yıl öncesi havada sürekli it dalaşı yapan uçaklar ile her gün savaş tellallığı yapan gazete manşetlerinin yerini Yunanistan’ın içinde bulunduğu kriz haberleri ve Türkiye’nin Yunanistan’a zor zamanında yaptığı destekler almış durumda.
Gürcistan ile ilişkilerimizin eskiye nazarla çok daha iyi olduğunu söylenmeye gerek bile yok. Azerbaycan hakeza. Dolayısıyla genel anlamda resme baktığımızda görünenler ortada. Şu an resimde oynama yapmaya çalışanlar var.
Aslında mevzu çok basit. Şimdi 6 aydır Türkiye-Suriye ilişkileri bozuldu diye Türkiye’yi ve dış politikayı eleştirenler “yarın”, çok geç değil bundan 3-5 ay sonra Esed devrildikten sonra Türkiye-Suriye ilişkilerinin mükemmel denecek bir seviyeye gelmesinin ardından ne diyecekler merak ediyorum. İnsanların feraset sahibi olması çok önemli. Tarih yaşandığı anla 50 yıl sonrasında çok farklılık addeden bir olgu. Yani bizler sıcak tarih ile bir yargıya varmaya çalışırsak yanılmış oluruz.
Kısa vadede Türkiye- Suriye ilişkileri bozulabilir. Ama uzun vadede Türkiye-Suriye ilişkileri Türkiye’nin makul tutumu ile teminat altında. Nasıl bir teminattır bu derseniz. Türkiye’nin insan haklarına uygun bir şekilde vaktinde Esed’i refrom yapması konusunda uyarıp uyarılarına negatif cevap aldıktan sonra halkın yanında olmasıdır. Halk elbet istediğini alacaktır. Halk istediğini aldıktan sonra da Suriye halkı Türkiye Cumhuriyeti’ne minnetdarlık duyacaktır. Türkiye-Suriye ilişkileri hiç olmadığı kadar iyi olacak. Sıfır sorun politikası belki değişim göstererek ama özünden bir anlam kaybetmeyerek yoluna devam edecektir.
Tarafların söylemleri ortada. Ayrıca sıfır sorun-sıfır komşu oldu diyenler Suriye’de nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında bir çözüm önerisi sunsalar diyeceğim ki önerileri mantıklı. Ama ortada kuru eleştiriden başka bir şey görünmüyor. Eleştiri tabi ki olsun. Yanlışlık yapılabilir, yapılırsa uyarılsın ve düzeltilsin. Ama boş laflarla kafa yormaya gerek yok.
Suriye’de halkın büyük çoğunluğunu Esed karşıtı olduğunu biliyoruz. Ama bu çoğunluğa karşı elinde ağır silahlar bulunduran donanımlı bir ordu var. Ama zamanla Özgür Suriye Ordusu gibi kuvvetlerin ağır silahlar ele geçirdiğini ve her geçen gün güçlendiğini haberlerden takip ediyoruz. Bir yönetimde tabanın sesi tavana yansımıyorsa tavanda olanlar elbette yerin dibine inecektir. Bu değişmeyen gerçek ile Ramazan Bayram’ında Suriye’den güzel haberler gelmesi umudu ve temennisiyle…
Manisa, 08.08.2012
hamzafurkan88@hotmail.com
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.