Geçenlerde vefat eden Chavez’in ardından sosyal medyada onun kahramanlığını anlatan birçok video ve yazı yayınlandı. Bunlardan bir tanesini ben de paylaşmıştım. Paylaştığım videoda Chavez, Amerikan Devleti ve basınının zulmünü cesurca yüzlerine haykırıyordu. Çok geçmeden birçok insan bu videoları paylaşmaya başlamış ve Chavez sevgisi tüm sosyal medyayı sarmıştı. Ancak tanıdıklarımın da içinde bulunduğu güruh sosyalist olmadıkları halde birden Chavez ve ideolojisinin her şeyini savunur hale gelmişler ve her biri sosyalist havasına bürünmüştü. Bizdeki yaygın alışkanlık, bir insanı yermede ve övmedeki dengesizliğimiz ve aşırılığımız hemen bu olayda da kendini göstermişti. Bir anda hepimiz sosyalist olmuştuk en fanatiğinden. Öyle ileri gidenler oldu ki Chavez’in cenaze merasimine gidenlerimiz oldu. Herkes sosyalist mesajlar vermeye başlamıştı. Etrafımdaki tanıdıklarımın birçoğu inançlı, dindar, laik, liberal vd. bu fikre hem inançları hem de yaşayışları ile zıt konumda olmalarına rağmen bu belirttiğim fanatizmin içinde yer almışlardı. Peki, neydi bu sosyalist görünme çabaları? Çok düşündüm ve birkaç sonuca vardım. Birincisi, bu zatın yaptıkları, kim yapmış olursa olsun takdire şayandı. Zalimin yüzüne zulmünü haykırıyordu korkusuzca. Her vicdan sahibi insanın hoşuna gidecek bir hareketti bu. Benim de hoşuma gittiği için paylaşmıştım. Bunu yaparken ülkesinde diktatör oluşu, ekonomiyi iyi yönetememesi vb. sorunları hiç hesaba katmadan insanca bir hareketi takdir etmekti niyetim. Kaldı ki okuduğum kadarıyla Chavez popülaritesinin yanı başında çok da görüldüğü gibi başarılı bir lider de değildi (Bkz. Makale. Prof. Dr. Atilla Yayla: Biz diktatörün sosyalistini severiz!). Neyse, anlatmak istediğim onun başarısı ya da başarısızlığı değil. Aslında konu Chavez de değil.
Aslında herhangi bir fikrin ve akımın sadece bir gruba aitmiş gibi algılanması çok doğru gelmiyor bana. Sosyalizmin, liberalizmin, komünizmin ya da diğer fikir akımlarının doğru ve yanlış yönleri vardır kişilere göre. Hiçbir fikir akımı mutlak doğru ya da mutlak yanlış olarak gösterilemez. Ben sosyalizmin bazı yönlerini desteklerken bazı taraflarına karşı çıkabilirim. Sosyalizmin taraftarı olan kişilerin istediklerini kabaca, eşit bir sosyal hayat olarak ifade edebiliriz. Bunu toplumun en tepesindeki zengin güruh hariç her kesimden insanlar isteyecektir zaten. Peki, istenen bu eşitlik tarih boyunca herhangi bir zaman diliminde uygulanabilmiş midir? Acaba sosyalistlerin ütopyalarını gerçeğe dönüştüren liderler hiç olmamış mı? Yoksa var da bizler mi bu durumdan habersiziz? Sanırım evet; var ama bizler bu durumdan habersiziz. Hz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) döneminde bu eşitlik net bir şekilde yaşanmıştır. Ancak Efendimiz peygamberdi diye itiraz edenlerin sesi kulağımda çınladığından örneği bizim gibi peygamber olmayan birilerinden verelim o zaman. Hz. Ömer’e ne dersiniz? İyi bir örnek olacaktır herhalde. Hz. Ömer (r.a) peygamber değildi. O da bizim gibi günah işlemeye müsait bir kuldu. Ama devlet başkanlığını şöyle kısaca bir inceleyelim bakalım nasıl bir hayat yaşamış bu zaman zarfında. Hz. Ömer (r.a) halife seçildikten sonra halkın huzuruna çıkıp maaşının ne kadar olması gerektiğini onlara sormuştur. Kendisine uygun görülen maaş ile sıkıntı içinde bir hayat sürmüş, kendisine zam teklif edildiğinde ise bunu kabul etmemiştir. Zaman zaman darlığa düştüğünde ise bugünün örtülü ödeneği olan beytülmal yöneticisinden borç para alır, en kısa zamanda da geri öderdi. Evet, yanlış duymadınız borç alırdı. Her şey emri altında olduğu halde o, sıradan bir vatandaş nasıl yaşıyorsa aynen onun şartları ile hayatını idame ettiriyordu. Öyle ki, ona yemeğini getiren zattan bile daha düşük seviyede bir yemek menüsü olurdu. Halkın en düşük tabakasındakiler ne yiyorsa onu yerdi. Bir gün kendisine getirilen bir parça eti görünce sordu: ‘Halkım da bundan mı yiyor yoksa bu bana özel bir ikram mıdır?’. Kendisine özel bir ikram olduğu ifade edildikten sonra bunu geri çevirip yine ekmeğini yağa bandırarak karnını doyuruyordu. Böyle bir devlet başkanının isminin anılmadığı, onun yerine ismi anılan sırça köşklerinde, villalarında ve saraylarında yaşayan sözüm ona sosyalist ve komünist liderlerin kulakları çınlasın!!! Sosyalist ve komünistler, istedikleri hayalini kurdukları hayatın asırlar önce yaşandığını keşke bilselerdi. Ya da bilmezlikten gelmeselerdi. Modern ve çağdaş dimağların (!) yapamadığını o gericilerin (!) asırlar önce başardığını, vicdanı büsbütün iflas etmemiş olan görüp takdir eder. Peki, bu kadar adaletli bir yönetimi nasıl ortaya koyabiliyorlardı. Cevap gayet basit: İslam… Evet, adalet, eşitlik ve kardeşlik isteyenlerin gericilikle, ilkellikle ve yobazlıkla suçladıkları İslam… İslam’ın altın öğütlerini doğru anlayan ve bunları hayatlarına düstur edinen Müslümanlardı bunu başaran. Peki, sosyalist kardeşlerimizin söylediklerinde haklılık payı yok mu? Var elbette. Onlara İslamiyet’i anlatacak bilgimiz, birikimimiz ve her şeyden önemlisi yaşayışımız olmadığından, sosyalist kardeşlerimizi de yanlış örneklere yönlendiriyoruz. Müslümanım, dindarım, muhafazakârım deyip rüşvet alan, yalan söyleyen, haksız kazanç sağlayıp etrafını zengin eden, adaletsiz davranan, makam ve mevkiini kendi çıkarlarına kullanan, kendi gibi düşünmeyenleri ezip saf dışı bırakan, vs. kişileri örnek olarak sunduğunuz zaman onları yanlış örneklere yönlendirmiş oluyoruz. Onlar da haklı olarak bu arızalı kişilerin temsil ettiği değerlere düşman olarak yaşıyorlar. Eminim ki bugün Hz. Ömer (r.a) yolunda ilerleyen bir lider çıksa, arkasında ülkenin bütün gençleri başta olmak üzere tüm halkı, arkasında destekçi olarak bulacaktır. O zaman sağ-sol, laik-dindar, alevi-sünni, Türk-Kürt hiçbir ayrım olmaksızın herkes, o kişinin etrafında halelenip Büyük Türkiye’yi inşa etme yolunda el ele verecektir. İnşallah ilerde bir gün, bu çocukluk hayalinin gerçekleştiğini bu gözler yaşlar içinde izleyecektir.
twitter.com/harunakif
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Harun Bey, yazınız ve olaylara bakış açınız çok yerinde. Diğer yazılarınızında ayni çizgide olmasını bekler başarılar dilerim.
Düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz. Tebrik ederim.
Harun Bey, yazınız gerçekten çok güzel bir dille kaleme alınmış. Tespitleriniz çok yerinde. Diğer yazılarınızı da merak ediyorum.Başarılar dilerim.