Sabah gördüğüm rüya; İstanbul’dan metrobüse biniyorum. Ne hikmetse kendimi Halep’te buluyorum. Halep’te her yer yıkık dökük insanları bırak hayvanlar bile sefil bir halde, yıkılmış caddelerde çaresiz dolanıyorlar. Sonra yeşil bir bahçe, yetim kimsesiz savaş çocuklarının toplandığı nispeten güvenli bir ev. Ben de onlara yardım ediyor yiyecek getiriyorum bir hafta kadar yanlarında kalmışım. Bir ikindi vakti, dört tane 5-6 yaşlarında Halep’li kız bir tanesi 4 yaşlarında gibi daha küçük. dördü de bir merdivende yanyana oturmuşlar, bana bakıyorlar, ben en son onları görüp gideceğimi söylüyorum. En sağdaki nispeten daha küçük olan esmer küçük kız “yukarda düğün var kaçırmayalım bir daha bulamayız belki” diyerek arkadaşlarını ve beni çağırdı, bunu söylerken yüz ifadesi 2. dünya savaşında Bulgaristan’dan göçmüş “sütçüanne” diye tanıdığımız savaş göçmeni bir teyzeyi hatırlattı. O da küçücük bir çocukken savaş yıllarda çektikleri kıtlığı, nelere maruz kaldığını nasıl hayata tutunduğunu anlatırdı bize bahçesindeki ceviz ağaçlarına dalmaya gittiğimizde.. Küçük esmer kız böyle söyleyince en solda gözlerine kurban olduğum kırçıllı kumral-sarışın masmavi gözleri ve kızıl-buğdaya çalan o sağlıklı teni ve doğal güzelliğiyle 6-7 yaşlarında Halep’li küçük kız dönüp arkadaşlarına beni ima ederek “O, gidiyor sense düğüne gidelim diyorsun, belki bir daha geri dönmez..”

Vallahi billahi tallahi, geri döneceğiz. Senin o mağrur ve dünyalara değişilmez gözlerin hakkı için, yeryüzünde hak ve adalet hakim olup nizam-ı alem için, o soğuttuğumuz davayı yeniden güdeceğiz… Bize Osmanlıcı diyorlarmış… Hayır, biz sadece gafil değiliz…

Ömrümüzün baharında canımız sıkıldığından değil, şu tarihe bakınca kuvvet kudret ve şecaat görüyor, bu güne bakınca gaflet ve delalet daha da kötüsü yok olmaya meyletmiş bir gidişat görüyoruz. Sonsuza kadar “batı”l özentisi olarak kalamayız. Evet, “Selahaddinlerin Fatihlerin yurdunda” birşeyler yapacak, hiç olmazsa yapmaya çalışacağız… Allah rüyamızı hayır etsin, bizi ecdadımız gibi fetih ehli eylesin…

Harun Davut Fındıkçı /02.01.2014 / 09.00

Kaynak: www.harunfindikci.com/?p=533
twitter: hd_eyyubi