İnsanları şımartan unsurların başında iki unsur gelmektedir: Zenginlik ve bilgi. Hatta bilginin zenginliğin anahtarı olarak görüldüğü için saptıran birçok unsurun bilgi olduğunu söylemek mümkündür. Bilgi hidayetin de sapıklığında membaıdır. Ayet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır:
“Allah, bir sivrisineği hatta üstündekini örnek vermekten sıkılmaz. İman edenler bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kâfirler is: “Allah böyle bir örnek ile ne demek istemiş?” derler. Evet!.. Allah onunla birçoğunu şaşırtır yine onunla birçoğunu yola getirir. Onunla ancak fasıkları şaşırtır.” (Bakara Suresi: 26)
Aydınlanma İnancının iddiası şudur: İnsanoğlu akıl ve bilgi ile kendi yolunu kendisi çizebilir. Hayatımızı düzenlemek için Allah ve Resulullah (sav)’e ihtiyacımız yoktur. Hâlbuki insanların bilim ve akıl ile yapmış olduğu kanunlar insan hayatını kolaylaştırmak yerine hem dünyada hem de ahirette işini sıkıntıya sokmaktadır. Hz. Peygamber (sav) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; “Kul sözü (kanunu ile) Allah sözü arasında kul ile Allah arasındaki kadar fark vardır” buyurmuştur. Mesela dörde kadar evliliği yasaklayan meclisler, fazla kadın meselesini halledememiş ve genelevlerinde kadın satmaya başlamışlardır. Nesepler bozulmuş, namus anlayışı çarpıtılmış ve kadınların şerefi ayaklar altına alınmıştır. Bütün beşer bir araya gelse Allah’ın Dini gibi bir din bir araya getiremez. Bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulur:
“Eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir süre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. Yok, yapamadıysanız ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının.” (Bakara Suresi: 23-24)
Kur’an-ı Kerim gibi bir kitap sadece içerik olarak değil edebi olarak da meydana getirilemez. Hâlbuki hepimiz Kur’an’da geçen harflerle konuşup harflerle yazıyoruz.
Mucizelerin keyfiyeti kitaplarımızda anlatılırken insanların ulaşabilecekleri son sınırı gösterdiği ifade edilir. Yani ilmi ve teknik olarak insanoğlu ne kadar ilerlerse ilerlesin hiçbir zaman mucizenin tıpkısının aynısını yapamaz. Basit gibi görünen bir mucizeden örnek verelim. Ayet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır:
“Hani bir zamanlar Musa, kavmi için su istemişti, biz de “asanla taşa vur” demiştik. Bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmıştı. Her kısım insan kendi su alacağı yeri bildi. Allah’ın rızkından yeyin ve için de bozgunculuk ve saldırganlık yaparak yeryüzünü fesada vermeyin.” (Bakara Suresi: 60)
İnsanoğlunun bugün ulaştığı teknik seviyede sondaj aletleriyle yeri delip su çıkartmak mümkündür. Ama hiçbir zaman bir insan elindeki asa ile çok rahat bir şekilde on iki parçaya ayrılan bir su çıkartamaz. Burada mucizelerin hem meydan okuyucu keyfiyeti hem de insanlara ilmi yoldan ilerlemeye teşvik vardır. Yani insanlara zımnen yeri delerek sular ve petroller çıkartabilirsiniz denilmektedir. İslam insandan bilgiyi esirgememiş aksine teşvik etmiştir. Kısaca laiklik, hümanizm, komünizm ve kapitalizm gibi ideolojiler bize yalan söylemektedir.
Son olarak Hz. İsa (as)’ın mucizesinden örnek vererek yazı dizimize son verelim ve geri kalan mucizeleri okuyucunun zihnine havale edelim. Ayet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır:
“Allah onu İsrailoğullarına bir peygamber olarak gönderir: “Şüphesiz ki ben siz Rabbinizden bir ayet getirdim. Size, kuş biçiminde çamurdan bir şey yaparım da içine üflerim, Allah’ın izniyle o kuş olur; anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsunuz size haber veririm.” (Al-i İmran Suresi: 49)
“Kuş biçiminde çamurdan bir şey yaparım içine üflerim, Allah’ın izniyle kuş olur.” Böyle bir şey olması mümkün müdür? İleride mümkün olabilir ama hiçbir zaman Hz. İsa Efendimizin yaptığı gibi mümkün olmaz. Bir şekilde Allah’ın ruhlar hususundaki kanunu tespit edilirse o kanun çerçevesinde yapılabilir. Şimdiye kadar insanoğlu sadece robot yapmıştır. Yani dememiz o ki insanoğlu yarın heykelleri yaşayan canlılara çevirse ve ölüleri diriltse ve yapay gözler yapsa bile bu Allah’a meydan okumanın gerekçesi olamaz. Aksine Allahü Teâlâ (cc), Hz. İsa (as) eliyle insanlara meydan okumaktadır.
Bugün tekniğe dayanarak Kur’an-ı Kerim’i tefsir eden veya tekniği Kur’an-ı Kerim’in üzerinde hakem gibi görenlerin yaptıkları cinayeti kavrayabildik mi? Mucizeler bugünde yaşamaktadır ve aydınlanma inancına darbe vurmaktadır. İdeolojiler bilimsel olarak da iflas etmişlerdir. Sadece Kur’an-ı Kerim mi meydan okumaktadır. Hayır, Hz. Muhammed (sav) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birinizin yemek kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur.” (Ebu Davud, Buhari, İbn-i Mace, Nesai)
Piyasada Öcalan, Marks, Adam Simith vs.’yi örnek alanlar bu hadise dikkat etsinler ve akıllarını kullansınlar.
“Allah, bir sivrisineği hatta üstündekini örnek vermekten sıkılmaz. İman edenler bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kâfirler is: “Allah böyle bir örnek ile ne demek istemiş?” derler. Evet!.. Allah onunla birçoğunu şaşırtır yine onunla birçoğunu yola getirir. Onunla ancak fasıkları şaşırtır.” (Bakara Suresi: 26)
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.