Sonunda demokrasinin de sonuna geldik. Demokrasinin maskesi düştü. Şu insanoğluna sistem dayanmıyor. Eline ne geçirse içine ediyor. Üzülerek söylüyorum, demokrasi de sistemler çöplüğüne atılmaya yüz tutmuştur.
Bir süredir dünyada ve ülkemizde halkın seçme erdeminin aslında sadece güçlü olanların, parası ve silahları olanların tercihleriyle aynı olduğunda, kutsal olduğuna şahit olduk. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve temel insan hak ve hürriyetlerinin sadece güçlü olanlar için var olduğunu gördük. Sıradan insanların ‘koyun’ yerine koyulduğunu ve tüm temel hak ve özgürlüklerinin gasp edildiğine şahit olduk.
Seçilmişlerin meşru sayılması, güçlü olanlara, parası ve silahları olanlara hizmet etmesiyle eşit orantıda olduğu aşikâr. Daha dün canlı yayında Mısır’da asker gücüyle, seçilmiş bir iktidar görevden uzaklaştırılıp, tüm mensup ve üyeleri gözaltına alınarak susturuldu. Savunma ve konuşma hakları ellerinden silah zoruyla alındı. Ve gördük ki yine her taşın altından A.B.D ve İsrail gibi bilindik güç aktörleri çıktı. Demek ki İslam düşmanlığı kıyamete kadar sürecek.
Ülkemizde aynı aktörler, aynı oyunu sahneye koydular, ama başaramadılar. Ya hu, arkadaş, madem benim seçtiğim adamı kabul etmeyeceksin, madem sana değil de, bana hizmet ediyor diye iktidardan almak isteyeceksin, o halde niye seçim yapıyoruz? İktidarı atanmış memurlardan oluştur, kendi memurlarını ata!
Ya tüm bunlar emsal teşkil ederse! Ya bu gün seçimle görevde olan meşru iktidarları elinden alınmak istenen insanlar yarın başka birileri iktidar olduğunda, aynı terbiyesizliği yapıp meydanlara ezici kalabalığıyla çıkarsa! Seçilmiş hükümete, hükümet istifa derse! Yani, bu günlerde yaşananlar emsal teşkil ederse, içimizdeki yüzde on beşi geçmeyecek bozguncular ne düşünürler, ne yaparlar acaba? Bu gün yok saydıkları demokrasiden, seçimden, sandıktan nutuk mu atacaklar?
Bu işler böyle olmaz ey ahmaklar! Sandıkları kırmaya kalkarsanız bir yerinize, yani elinize cıymık batar. Bu milleti saldan sıçratırsanız, silahlarınız sizi kurtarmaya yetmez. İnanmazsanız tarih kitaplarına bir göz atın.
Yetmiş yıldır sokaklara dökülmeyen vatan evlatları, acaba bundan sonra sahaya iner mi?
Tüm bunlar acaba emsal teşkil eder mi?
Başörtünü aç derlerse, ya da burada namaz kılma, ya da çocuklarınıza İslam’ı öğretemezsiniz derlerse, Kuran kursları, İmam Hatipler kapatılmaya kalkışılırsa, şehit anası torununun yemin töreninden kovulursa!
Kamu olan yani bizim olan alanlarda başörtü ve namaz yasak ediliyorsa, yaşam alanımıza müdahale sayılır mı acaba?
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Tesekkur ederim..cok isabetli bir yazi olmus..