Suriye’nin gayr-i meşru Suriye Dışişleri Bakanı Velid el- Muallim, Şam’da düzenlediği basın toplantısında; “Mısır’daki olaylar sebebiyle Türkiye’nin dengeleri sarsıldıysa Suriye’ye müdahale ile tamamen bozulur.”
Önce bir tespiti paylaşalım: İran ve Suriye Yönetimi’nin dünyaya sunabileceği herhangi bir pozitif değerden bahsedebilmek mümkün değildir. Takiyye ile örülmüş maskeli balolarla binlerce kadın ve çocukları yakarak öldürmüş bir devletten söz ediyoruz. Fesat çıkarmak ve yıkıcı bir terörden başka bir silahları yoktur. Kur’an-ı Kerim’de bu türden idareler hakkında şöyle buyrulmaktadır:
“ İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve o kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Hâlbuki O, İslâm düşmanlarının en yamanıdır. İş başına geçti mi yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez. Ona: "Allah'tan kork!" dendiği zaman da kendisini onuru (gururu) günah işlemeye sevk eder. Cehennem de onun hakkından gelir. O ne kötü bir yataktır!” (Bakara Suresi: 204-206)
Bu ayet-i kerimelerin Ahnes İbn Şureyk denilen bir kişi hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir: Bu kişi Hz. Peygamber (sav)’ın yanına gelerek Müslümanlığını açıklamış ve Allah’ı çok sevdiğini söyleyerek yeminler etmiştir. Daha sonra Hz. Peygamber (sav)’in yanından ayrılıp Müslümanlardan bir gruba ait olan bir tarlaya uğrayarak, ekinleri yaktı ve orada bulunan eşekleri de öldürmüştür. Bunun üzerine bu ayet inmiştir. Ama nüzul sebebinin hususi olması hükmün umumi olmasına aykırı değildir. Ahnes gibi davranan herkes ayetin hükmüne dâhildir.
Ayet-i kerime’de zikredilen fesat kelimesi hakkında Razi (rh.a) şunu demektedir: “Fesat kelimesini, tahrip etme manasına alan kimse şöyle demiştir: "Allahü Teâlâ bu kelimeyi önce icmâlen (genel olarak) zikredip, "O (yeryüzünde) fesat çıkarmak için.." buyurmuş, sonra da bunun tafsilâtını anlatarak, "ekini ve nesli helak etmek için.." buyurmuştur. İfsadı şüphe uyandırmak ile tefsir eden kimse şöyle demektedir: Hak din, birincisi ilim, ikincisi de amel olan iki şeyden meydana geldiği gibi, bâtıl din de birincisi şüpheler, ikincisi de çirkin fiiller olmak üzere iki şeyden meydana gelmektedir. İşte burada Allahü Teâlâ ilk önce bu insanın şüphelerle meşgul olmasından bahsetmiştir ki, Hak Teâlâ'nın, "Orada fesat çıkarmak için" sözünden murat da budur. Daha sonra da Cenâb-ı Hak, bu kimsenin çirkin fiillere yönelmesini zikretmiştir. Bu da Allahü Teâlâ’nın ve “ekini ve nesilleri helak etmek için..." buyruğu ile murat edilendir. Hiç şüphe yok ki, bu açıklama daha uygundur.” Dolaysıyla fesat; şüphe ve çirkin fiildir.
Humeyni iktidara geçtiğinden bu yana fesadı yeryüzüne yaymak için elinden geleni yapmış ve bu konuda da en büyük yardımı Suriye’den almıştır.
Suriye Rejimi yıllarca PKK Terör Örgütüne yataklık yapmıştır. Şu anda PYD ile işbirliği içerisinde Müslümanlara saldırmaktadır. Kemalist Jakobenlerle Esed Rejimi arasında sandığımızdan ciddi ilişkiler mevcuttur. 28 Şubat’ta amaçlanan Baas Tipi rejim kurmaktı. Esed’in bir amacı da Türkiye’de Alevi-Sünni Savaşı çıkartmaya çalışmaktır. Bu konuda Baas Ajanları Hatay’da özel çalışmalar yapmaktadır. Gezi Parkı olaylarında Baas’ın rolü açıkça meydana çıkmıştır.
Suriye gayr-i meşru Dışişleri Bakanı Muallim’in tehditlerini savuşturmanın yolu da ayette beyan edilmiş: “Ona: "Allah'tan kork!" dendiği zaman da kendisini onuru (gururu) günah işlemeye sevk eder. Cehennem de onun hakkından gelir. O ne kötü bir yataktır!” Suriye Devleti yok edilmeden İran’da zaafa uğratılmadan cehenneme gönderilmesi lazım. Suriye ile savaş olmadan dünyadaki hiçbir insan emniyette değildir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.