ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Gecenin Bir Sabahı Var Elbet

İbrahim Tezcanlı

31 Ağustos 2013 Cumartesi 00:19
  • A
  • A

Gece ve gündüzün arka arkaya gelmesi insanlar arasında devirlerin dönüp durması arasında yakından bir ilişki mevcuttur. Bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulmuştur:
“Şüphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneş, ay ve yıldızlar emrine amadedir. İyi biliniz ki yaratma ve emir O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.” (A’raf Suresi: 54) Ayette gecenin ayrılmak istemediği ama Allah’ın gündüz ile geceye galip geldiği şeklinde bir ifade gelmiştir. Sosyal hayatta da gece ve gündüz insan ve toplumların başından ayrılmak istemese de Allah, gece ve gündüzü insanlar arasında döndürür durur. Bir ayet-i kerime’de şöyle ifade edilmiştir:
“Eğer size bir yara dokunduysa onlara da öyle bir yara dokundu. Biz o günleri (zafer ve hezimet günlerini) insanlar arasında evirip döndürürüz. Allah’ın sizden iman edenleri bilmesi ve sizden şehitler alması, şahitler tutması için böyle yaparız. Allah zulmedenleri sevmez.” (Al-i İmran Suresi: 140)
Bırakın insan toplumlarını tek tek insanların hayatlarında her sene çeşitli belalarla imtihan edilmek sabit bir kaide olarak koyulmuştur. Nitekim Allahü Teala (cc) şöyle buyurmuştur: “Onlar her yıl bir veya iki defa kendilerinin çeşitli belalara uğratıldıklarını görmüyorlar mı? Böyle iken yine de tevbe etmiyor ve ibret almıyorlar.” (Tevbe Suresi: 126) Hepimiz ayetin beyan ettiği halleri hayatımızda şahidizdir.
Evet, gece ve gündüzün art arda gelmesi çeşitli ilhamları bize bildiren ve toplumsal kanunları açıklayan bir yapıya sahiptir. Bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulmuştur: “Andolsun fecre. On geceye. Çifte ve teke. Gitmekte olan geceye. Nasıl bunlarda akıl sahibi için yemin var değil mi?” (Fecr Suresi: 1-5)
Ayet-i kerime’deki fecr ve gece; sadece zamansal bir durumu ve değişimi anlatmaz. İdari, sosyal ve iktisadi bütün değişimleri gündeme getirir. Böyle olmasaydı; gece ve gündüzün içerisindeki olguları gündeme getirip aklı düşünmeye sevk edecek ibareler barındırmazdı. Hayatımız hep gece veya hep gündüz olsaydı imtihanın da pek bir anlamı olmazdı.
Sosyal hayattaki gece ve gündüz kavramları günlük hayatımızdaki gibi tek düze gerçekleşmez. Sosyal Hayattaki gece ve gündüz içerisinde iman edip salih amel işleyenler için gündüze doğru istikamet çizer. Zira Peygamberimiz (sav)’e hitaben: “Gerçekten senin için son başlangıçtan daha hayırlıdır” (Duha Suresi: 4) buyrulmuştur. Hak yolu gece ve gündüze kendine göre kurallar koyar. Nitekim şöyle buyrulmuştur:
“Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise nurunu tamamlayacaktır. İsterse kafirler hoşlanmasınlar.” (Saff Suresi: 8) Hiçbir güç hakkın tecellisini engelleyemez. Resul-i Ekrem (sav) hakkın dünya hayatındaki hakimiyet serüvenini şöyle anlatmıştır: “Nübüvvet içinizde Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da -dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.” (Müsned)
Suriye, Afganistan, Mısır vs. birçok yerlerde karanlık geceler üzerimizi kaplamış. İsrail, İran ve ABD ellerini ovuşturuyor ve sevinçten dört köşeler. Ama karanlıkları tutamayacaklar. Allah’a güçleri yetmez. Allah nurunu tamamlayacak.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.