“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Gökte melekler, yer de mü’minler… Yıldızlar ve yerdeki taşlar... Yağan yağmur ve ağaçlar… Hiçbiri hüzünlenmedi. Hoşça kal bile demedi Fir’avun’un gidişine. Ateşe girişine ah vah etmediler.

Maske parçalandı. Cehennemin kapıları ardına kadar açıldı…

Humeyni ve baba Esed; Hama’da on binleri gömünce “bu iş bitti” diye kadeh tokuşturdu. Kahkaha tufanı… Çalsın müzik; bir tatlı heyecan, gönlü okşayan sürur. Kan içme seansı… Ama şehitler ölmez!.. İşte yine geldiler…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Sırıtış tufanı hakiki tufanı çağırdı. Bak şurada Musa’yı yakalamak için çığlık atıyorlar. Ordularıyla, çapulcularıyla peşindeler Musa’nın… Büyük şeytan İran, Hizbullah Terör Örgütü, Esed, Ulusalcılar, İsrail, ABD, Çin, Rusya ve Çin…

Mü’minler… Arkalarında tağutlar önlerinde deniz… Kaçacak yer yok zahirde. 120.000 müslümanı öldürmüş bu süprüntüler. Şimdi de niye köklerini kazımayalım ki?

Şımardılar… Şımardılar… Sonra yine şımardılar… Neden olmasın Allah’ın nuru bugün sönmesin. Bebekler hemen orada hem de savunmasız… Kadınlar zaten zayıf. Erkeklerin elinde doğru dürüst silah yok. Tepelemek Ayini bitmesin…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Tepelemek Ayini bitmesin… Karışmayın keyfime… Burnunuzu sokarsanız ikinci Reyhanlı ve Antep patlaması yeniden… İçinizdeki ulusalcıların tasması da elimizde. PKK’lı yoldaşlarımız emrimizde… Mezhebimiz geniş; arkadaşlar sizin icabınıza bakar… Çapulcularımız zaten başınızda. Ne duruyorsun çalsın çiftetelli…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Salih amelleri yok ki yer ağlasın… İyi işleri yok ki göklere yükselsin…


Fitne babası… Fesat ve takiyye… İlk değil bu.

Irak’ta ABD ve İran koalisyonu bir milyon müslümanın kanını içti. Vampir!.. Afganistan’da ABD ile aynı yatakta çiftleşti!.. Hangi gök ağlayacak hangi yer ağlayacak bunlara.

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Kusayr’da yaktıkları “melek yüzlü” bebekler hatırına vicdan sahipleri lanetler yağdırıyor Hizbullah Terör Örgütüne…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Mezar kazmayı bilmez, Kabil!.. Ne bilecekti ki? Bilse yapar mıydı? Bunlar da kendi mezarına, denize doğru gidiyor…

Birazdan sahne kapanacak ve derya içine alacak soysuzlar… Sonra. Sonrası ateş…

Birbiriyle birleşmesi imkansız olan ateş ve su!.. Bir kere daha birleşecek. İşte burada birleşiyor…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Yeter artık, diyor ateş ve su!.. Zulümleri arşı titretti yozların. Şerirleri bekliyor…Kurtuluş yok!..

Haydi biraz çabuk!.. Bak Musa yakında… Çabuk olun denize gidin ve yakalayın.

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Yavrucaklara soruluyor; suçunuz neydi de Hizbullah Militanları ve Devrim Muhafızlar yaktı sizi?
Ateşte bebek pişirenlere soru… Muhataplığa değmezler… Hoppa ateşe… Kaynar suya…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Âlemler sevinç içinde… Zalimler ateşte. Bugün bayram ne ağlaması…

Humeyni’den bu yana ördükleri perde parçalandı. Takiyye bile yapamıyorlar. Artık gereği yapılmalı desene… Atalarının yani Fir’avun’un yanına gitme zamanı…

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Basit bir nesne gibi fırlatılıp atılıyorlar layıkları cehenneme… Ağıt yok sürur var. Hem iğrenç böceklere neden üzülsünler…

Gidiyorlar… Hem de topyekûn… Esed, Sisi, İran, PKK, ABD, Hizbullah Teröristleri, Ataperestler, Çin, İsrail, ABD, Rusya… Hep beraber. Birbirinin üstüne çıka çıka…

Gidiyorlar. Denize girdiler bile… Tek hamle kaldı.

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)

Ateşten başka gidecek kapıları yok… Göklerde dışladı onları yerlerde…

Basitçe.

Hiç düşünmeden… Hastalıktan kurtulurcasına… Musibetten uyanırcasına…

Çöp gibi atıldılar…

Pislikler temizleniyor… 80 yıllık zulüm de bitiyor.

“Ne gök ağladı üzerlerine ne yer!.. Onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan Suresi: 29)