Gazeteci-Yazar Âdem Özköse, bundan iki yıl önce Esed güçleri tarafından kaçırılmıştı. 52 gün rehin tutulan Özköse’yi kurtarmak için başta Dışişleri Bakanı olmak üzere Türkiye’deki birçok kurum harekete geçmişti. Nihayet İran Yönetimi, Türkiye’nin baskılarına dayanamamış ve Âdem Özköse’yi bırakmak zorunda kalmıştır.
İran ve terör örgütü Hizbullah bilmez ama uluslararası ilişkilerde en önemli değer “söz vermek”tir. Söz olmadığı zaman bütün ilişkiler dumura uğrar ve ortaya çıkacak fitne ve fesadın önünü almak mümkün olmaz. Kur’an-ı Kerim’de bu husus şöyle beyan edilmiştir:
“Onlar ki, söz verip anlaştıktan sonra Allahü Teâlâ (cc)’ya verdikleri sözü bozarlar. Allah’ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar onlardır.” (Bakara Suresi: 27)
Ayet-i kerime’de söz verip sözlerini bozanların ve komşuluk hakkına tecavüz edenlerin bozguncular olduğu açıkça beyan edilmiştir.
Bilindiği gibi bundan 2 ay önce Hizbullah Terör Örgütü’nün uzantıları Lübnan’da THY’de çalışan 2 pilotu kaçırmışlardır. Bu durum komşuluk hakkına tecavüzdür. Pilotlar uluslar arası korumaya ve bölgedeki Hizbullah Teröristlerine emanettiler. Buna rağmen Hizbullah Teröristleri, pilotları hala teslim etmediler. Bu mesele basit bir mesele ve basit bir kaçırma hadisesi değildir. Zira pilotlar tamamen kendilerini kaçıranlara emanet edilmiştir. Hizbullah Teröristlerine sorsanız “ama Suriye’de müslümanlar, bizim militanları ellerinde rehin tutuyorlar bu sebeple biz de Müslümanlara destek veren Türkiye’nin pilotlarını kaçırdık” gibi rezil açıklamalar yapıyorlar.
Bir kere Müslümanlarla Hizbullah Teröristleri arasında savaş halinin bulunduğu mevcut. Kaldı ki savaşı başlatanlar da müslümanlar değil Hizbullah Terör Örgütü. Hizbullah Terör Örgütü Banyas’ta müslümanların bebeklerini yakarak öldürmüştür. Tarihin gördüğü en kanlı ve vahşi terör örgütü pilotları kaçırarak tarihin gördüğü en büyük ahlaksızlıklardan birini yapmıştır.
Dediğimiz gibi savaş halinde olsun veya olmasın pilotlar Hizbullah Teröristlerine emanetti. Bu emaneti kaçırıp bir de üstüne şantaj malzemesi yapmak hürmetleri çiğnemek anlamındadır. Hürmetleri çiğneyenler hakkında Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Hürmetli ay hürmetli aya ve bütün hürmetler birbirine karşılıktır. O halde kim size saldırdıysa siz de ona yaptığı saldırının aynıyla saldırın da ileri gitmeye Allah’tan korkun ve bilin ki Allah takva sahipleriyle beraberdir.” (Bakara Suresi: 194)
Hizbullah Terör Örgütü, hürmetleri çiğnemiştir. Türk Dış Politika yapıcıları hürmetleri ihlal eden tarihin gördüğü bu en ahlaksız terör örgütüne karşı uluslar arası hukuku aşan bir cevap vermezse pilotların kurtarılması mümkün değildir. Pilotları kurtarmak için Hizbullah Teröristlerinin zaafları bulunmalı ve ona göre saldırı da bulunulmalıdır.
Peygamber (sav) Efendimiz elçilerin öldürülmesini yasaklamıştır. Ama fıkıh kitaplarında elçilerin alıkoyulmalarının çeşitli hükümleri de mevcuttur. Dışişlerinin ahlaksız olmasını savunuyor değilim. Zaten Dışişleri istese de Humeyni’nin çocukları kadar ahlaksız olamaz. Ama iki pilotu kurtarmak zorundadır. Gerekirse bu hususta Hizbullah Teröristleriyle savaşmayı göze almalıdır.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.