Harem otogarında gelecek bir emaneti beklerken hareretli bir tartışmaya misafir oluyor kulaklarım…
Genç sosyalist bir kız ve güngörmüş ihtiyar delikanlı bir amca…
Kızın hararetli konuşmasından ve kurduğu bir birinden ilginç bir o kadar da beni güldüren cümleler kullandığı ifadelerden anlaşılıyor ki hükümet karşıtı ayrıca hararetli bir Gezi Parkı eylemcisi…
Amca ise güngörmüş hayatın merdanesinden geçmiş, Türkiye’nin sıkıntılı günlerini tecrübe etmiş.
Kız, bolluğun ve istediğini yapabilenlerin maddi olanaklılığın temsilcisi.
Amca, sıkıntılı günlerin, darbelerin, e muhtıraların tecrübelisi
Kız, at gözlüğüyle kendisine telkin yalan ve yanlışları telkin edenlerin pencere bekçisi.
Amca, yaşanan olayları canlandıran portrenin kendi penceresinden gözlemcisi.
Amca, yılların pişirdiği tecrübelerin kemale erdirdiği, sadece akılla değil fikirle de ön plana çıkan birisi.
Kız yaşadıklarına olay odaklı bakıyor, adrenalini zirveye çıkmış aksiyonist bir tavır içinde.
Amca, hayatın ihtirasların, egosunu, hırçınlığını, adrenalinini törpülediği sukûnetin sekînet verdiği bir derya…
Amca diyor ki Gezi Parkı’nda ağaçlar kökünden sökülüp taşınırken, aynı günlerde Bakırköy’de kökünden kesiliyordu. Neden taşınan için tencere tava kaldırıyorsunuz da kesilen için sesiniz çıkmıyor?
Kız dut yedi zannedersem; suspus oldu.
Amca neden sadece Gezi Parkı diğer kesilenler ağaç değil miydi?
Kız, demek ki şimdi fark edildi.
Kız amcayı yalan konuşmakla ve yalancıların oyununa gelmekle suçlareken, amca diyor ki;
Madem öyle olaylarda onlarca yapılan yanlı ve yalan haberle asıl oluyorda milleti ve milletin malını tarumar edebiliyorsunuz bu mu sizin vatan sevginiz?
Kız error veriyor…
Amca tecrübelerine geçiyor kızın cop yedik savunmasına karşı. Siz haksız bir hak talep ederken ve dinin, toplumun geleneğin tersine bir hak isterken yediniz copu ve biber gazını oysa biz haklı bir hak isterken okumak, ekmek yemek, çalışmak için iş isterken dipçik yedik… Ekmeği karne ile aldığını, kıtlığın içinden geldiğini, anlatıyor amca…
Kız yine error verdi…
Tek ittifak ettikleri yer kız da amca da CHP’nin ilk kurucularının ve Gazi Kemal’in fotoğrafını paranın üzerinden kaldıranların diktatör oldukları konusu… Ama amca ekliyor ben protestocularla görüşen, konuşan ve onları dinleyen bir diktatör görmedim diyor. Kıza eğitim seviyesini sorgulatıyor… Ve amca sazı eline alıyor;
Bak kızım biz bu ülkede diktatörse diktatör, zulümse zulüm, açlıksa açlık, fakirlikse fakirlik, darbeyse darbe, savaşsa savaş gördük… Neler gördük neler kendi öz hakkımızın elimizden dipçiklerle idamlarla alındığına şahit olduk. Çoğunluğa rağmen azınlığı memnun etme sevdasında olan maşaların yaptıklarıydı. Azınlık çoğunluğa hükmedemez, siz ve sizin gibiler kendi egolarınızı tatmin etme adına sesini edebinden çıkarmayan çoğunluğa edepsizce başkaldırıdır ve insafsızca bir saldırıdır. Sizler hayat ateşinde yanmamış, hayat güneşinde olgunlaşmamış, gençler yanlış ve yanlı kişilerin kumandasıyla kendinizi ve ülkeyi mahvediyorsunuz…
Kız hala boş tenekenin çıkardığı kulak tırmalayan edasıyla son çırpınışlarını yaparken daha fazla batmamak için imdadına otobüs yetişiyor ve giderayak söylediği dikkatimden kaçmıyor…
“Biz Taksim’de gaz bombasını yediğimizde tekrar gelemeyeceğimizi düşündüler ama biz tekrar tekrar çıktık meydana. Oysa milli iradeye saygı mitingine katılanlara bir kere biber gazı sıkılsa bir daha meydana çıkmazlar.”
Zannedersem doğru söylüyordu burada…
Sizce de doğru mu?