Kuran-ı Kerim’de Rahman, Rahim, Ğafur, Aziz, Âlim, Melik, Azım vb. isimleriyle kendini kullarına tanıtıyor Allah (c.c).
Adaleti, yakın akrabalara bakmayı, iyiliği, dürüstlüğü emrediyor, azınlığı, hayâsızlığı, haddi aşmayı, hırsızlığı, bir insanın diğer bir insanın arkasından konuşmasını, yasaklıyor. Namaz kılmayı, oruç tutmayı, zekât ve sadaka vermeyi, haccı emrediyor, haksızlığı, arsızlığı, içkiyi, kumarı, yetimin hakkına tecavüzü, zinayı yasaklıyor. Kuran ve sünnette tarifi olan Allah, benim bildiğim daha bunlara birçok emir ve yasak eklenebileceğini ifade ederek söylüyorum üç aşağı beş yukarı bu Allah. Öyleyse bugünün Müslümanları hangi Allah’a inanıyor?
Merak ediyorum.
Adaletsizliğin kol gezdiği, yakın akrabanın hatta anne babaların terk edildiği huzur hapishanelerine hapsedildiği, iyilik yapmayı bırakın yapanların hor görüldüğü, tuzaklara düşürüldüğü, azgınlığın, sonradan görmüşlüğü, hayasızlığın kol gezdiği, hırsızlığın ise sıradan bir davranış hatta hırsızlık yapmayanın yadırgandığı, rüşvet vermeyenin cezalandırıldığı, iltimasın kitabının yazıldığı, işin ehline verilmediği bir İslam dünyası hangi Allah’a inanıyor?
Namazın artık Cuma gününe has ve tek vakit olduğu, oruç tutmanın mevsimlere göre değişkenlik gösterdiği, zekatın adının anılmasına dahi tahammülü olmayan, sadakanın ise elinin kirini yıkıyormuş mantığı ile köpeğe et atar gibi tepen bakarak veren, haccı Araplara para yedirmek olarak gören bir İslam dünyası hangi Allah’a inanıyor?
Haksızlığın artık yakınımdan başkasına güvenemem mantıksızlığına büründüğü, işin ehline verilmeyişinin vefa olarak görüldüğü, arsızlığın özgüven, içkinin kafa demleme ya da dağıtma olarak görüldüğü, kumarın vakit doldurma ve eğlence olarak lanse edildiği, yetimin hakkının gözetilmediği günübirlik ilişkilerle zinanın adının aşk olduğu bir İslam coğrafyası hangi Allah’a inanıyor?
Bunu biraz daha çoğaltabiliriz lakin cevap verebilir miyiz bilmiyorum. Kendi nefis kulemizin arkasında çevirdiğimiz işlere kılıflar uydurmak suretiyle İslam’ı kendi çıkarlarına uygun yorumlayıp başına da İslamî yaftasını koyarak her şeyi günübirlik makyajlarla İslamî göstermeye çalışan hiçbir şey üretemeyen ve üretilmek istenenlere de hurafe, bidat, ecnebi malı gibi yaftalar vurarak engellemeye çalışan bir insan Kuran ve Sünnette adı geçen Allah’a inanıyor olamaz.
Günümüz Müslümanları kendilerini doğrudan Müslüman olarak tanımlayamadıklarından, muhafazakâr, dindar gibi dolaylı yollardan tarif etmenin kaçamaklığındalar. Çünkü hal ve hareketleri, düşünce yapıları Müslüman kimlik ve kişiliğiyle bağdaşmayan haller ve hareketler. Bu sebeple ara kavramlar kullanmak suretiyle çifte kişilik sergileyerek suyundan da anlayışıyla ne Müslümanca bir tavır içine girip kendini öyle tanımlayabiliyor ne de başka bir dine rücu edip İslam’ın kendisine sağladığı dünyevi ve uhrevi menfaatlerden vazgeçebiliyor.
“Ey iman edenler iman edin...” bu aetten alıntı çok büyük anlam ifade ediyor. Zannedersem kendimize oluşturduğumuz putları kırma vakti gelmiş ve geçiyor olmalı. Yine cahiliye devrinin karanlığına doğru yol alındığının İslam Coğrafyası farkına varmalı...
Vesselam.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.