Yaklaşık 3-5 yıldır ağızlarda çiklet olan bir mevzudur kömür, makarna ile iktidar mevzusu. Okumayı seven biri olarak okullarında tatile girmesini fırsat bilip biraz daha eğildim bu aralar kitaplara. İlginç şeyler de çıkmaya başlamadı değil hani ortaya.
Bugünlerde kiminle bir konuşmaya başlasak dönüp dolaşıp Taksim olaylarına sonra iktidara ve en son bu hükümet değil mi kömür, makarna ile iktidar olan diye bağlıyor cahiliye saz ekibi konuşmasını…
Ben de biraz merak ettim hani nedir bu makarna kömür meselesi diye…
Katıldığım Türk İslam Geleneğinde Aile isimli sempozyumda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkililerinin anlattığına göre bu kömür makarna meselesi yardıma muhtaç insanlara sırtlarındaki yükü biraz hafifletmek ve evlerinde sıcak aş kaynamasına yardımcı olmak adına kumanya hizmetiymiş. Yalnız bu öyle her önüne gelene verilen bir hizmet değil. Adeta kılı kırk yarıyorlar. Evlere müfettişlerin gitmesi, raporların tutulması hatta fotoğraflamalar ve bu fotoğraflarla birlikte incelenen raporların sonucunda yapılıyor bu makarna veya kömürü de kapsayan sosyal yardım. Aslında bundan bakanlıkta rahatsız insanları atalete sürüklediğini düşünüyorlar ve takibatı da sıkı.
Bu sosyal yardımın kökleri tamam Hz. Ömer (r.a)’a kadar dayanır. Bilirsiniz Hz. Ömer’in gece bekçiliğini ve çadırdan gelen çocuk sesini. Bir kadının tencerede et yerine taş pişirişini…
Nerden geldik buraya. Okuduğum bir eserden bahsediyordum yıl 1930’lu yıllar buhranın son derece hissedildiği bir dönem. Tek Parti (CHF) işin içinden çıkamaz durumda. Ülke karanlık dehlizlere doğru gidiyor buna herkes şahit. Bilmiyorum belki de halkın duruşunu sınamak için bir parti daha kuruluyor adı SCF yani (serbest Cumhuriyet Fırkası). Menşe’ itibariyle CHF ile aynı köken ve aynı meşrepten olan bu ikinci parti nedense farklı bir hava estirir millette. Hatta Fethi Bey’e şiirler yazılır ki onlardan biri:
Fethi Bey de sözlerime bakaydı
Gazyağı da ucuzlayıp yakaydı
Şeker kibrit inhisarı kalkaydı
Millet size duacıdır Fethi Bey
…
Oysa Fethi Bey’de CHF’yi kuran ve yöneten kişilerin arkadaşları yani aynı fikrin aynı meşrebin insanı. Ama millet öylesine bıkmış ki farklı bir rüzgâr essin istiyor acaba olur mu diye düşünüyor -yalnız hani bu özgürlük diye deve kuşluğu yapan bugünkü CHP’liler var ya biraz düşünsünler- düşünüyorlar ama kimse yanındaki arkadaşına fısıldayarak dahi söyleyemiyor. Maazallah yerin kulağı vardır diye korkuyor insanlar. Çünkü bir sonraki adım darağacı olabilir.
Fethi Beyin adı duyulur duyulmaz bir telaştır alıyor CHF’lileri. Nerede biliyor musunuz?
Konya’da.
Millet Fethi Bey kazanır derken iş bugün kömür-makarnayı ağzına çiklet yapanlara bir hatıraya dönüşüyor. Milletin tercih edeceği partide CHF’nin oklarının yönü Fethi Bey’i göstermeye başlayınca mahalle mahalle gezmeye başlayan CHF’liler halka CHF’ye oy veren herkese kadın erkek fark etmez kendilerine bir eşek yükü odun veya kömür verilecek diye ev ev, mahalle mahalle dolaşarak vaatte bulunuyorlar. Ne hazin sondur ki kendi elleri ile kurdukları bu tuzak, kurdukları bu oyun da bitiyor. Parti kapatılıyor.
Bunun hazin bir tuzak olduğu aslında Menemen vakıası ile ortaya çıkıyor. Fethi Bey’i desteklemeye meyleden ve fikrini ifşa edenler bir bir derdest ediliyor… Göz göre göre devlet eliyle cinayet işleniyor.
Darağacında sallanan suçsuz ulemanın âhıdır kim bilir CHP’nin başındaki devletten milletten habersiz siyasiler.
Şimdi sormak lazım kömürle kim iktidara gelme hesabı yapmış. Aslında bir gerçek var, kömürle makarnayla bu hükümetin iktidara geldiğini savunan ileri zekâlılardır tencere tavayla gideceğini düşünenler.
Güler misin ağlar mısın?