EY SEVGİLİ….
Seni anlatmak ne zor, ey nebi
Bir ondört asır daha geçmeli seni anlamak için..
Küçük adamların büyük günahları var.
Biliyorsun…
‘Şefaatim, ümmetimden büyük günahları olanlar içindir..’
Talibiyiz bu müjdenin ey Âl-i Zi-şan..
Büyük kusur ve günahlarla dolu bedenlerimiz.
Sana muhtaç ve sana mecbur bu dünyada..
Furkanda Muhammed, lncilde Ahmed olan,
Ey Çokça övülen sevgili..
Ebvada bir gözyaşının süzülüp düştüğü kum tanesi olmadık belki ..
Gözlerimiz gözlerinle ağlasaydı,
Çocuk masumiyetini kaybetmezdi belki şimdi..
Hem o kadar dolu ki kalplerimiz şimdilerde..
Gözyaşı..
Çok derinlerde artık, kaskatı yüreklerimizde..
Ya da elinden sımsıkı tutan Ümmü Eymen..
Ve Abdulmutalip…
Biricik gözlerine bakan ve Sana kol kanat geren…
Nice gecelerde uykusuz kalmış düşüncelerden..
Ardından…
Seni Evladından ayrı tutmayan,
Aç kalsa da seni doyuran Ebu Talip..
Gözlerindeki heyecanı gizleyemeyen Bahira..
Bilge adam Varaka…
Hira Nur dağında, sırrına vakıf, özlemle sık sık seni bekleyen taşlar…
Hiç biri olamadık elinden tutan….
Hicretteki asil örümcek, vefakar kuşlar..
Öyle bir gül ki O’nu Nisan’a, Bahar’a, mevsimlere, yıllara dahil etmek edepsizlik..Mekke, Medine ve arap yarımadasında sınırlamak, orada konuk etmek hâkeza. Bir ışık düşünün, kilometreleri aşıp 14-15 asır ötesini aydınlatan,Tabuları yıkan bir yetim… Sarsılmaz hakimiyetleri, saltanatları deviren bir öksüz…ve kimsesizlerin kimsesine dayanan bir kimsesiz…
Ey sevgili…en iyi pedagoglar, psikologlar senden öğrensinler insan davranışlarını…Seni öldürmeye gelenlerin nasıl sende hayat bulduğunu.. Gelirsen eğer, Musab gibi zenginliği, şanı şöhreti senin ayaklarının altına seren gençler var..Yok gelmezsen, hayatlarımız çıkmaza girmiş olacak.. Töre cinayetleri, kan davaları ve diğer cehlî davranış ve gelenekler…Küresel barış, kitle imha silahları, ülkeler arası gözdağları, kimyasal silah denemeleri ve düşmanlarını bile affeden bir Peygamber.. Nasıl yüzümüz kızarmaz bilmem, bize ümmet denilse liyakat midir? Terör, şiddet, kan, düşmanlık, ülke savaşları ve bir tarağın kırık dişleri Müslümanlar..Ardından ensar-muhacir kardeşliği... Çocuk hakları sözleşmeleri, çocuk istismarları, sokak çocukları ve bir çocuğun kuşu öldüğünden müteesir bir peygamberin taziye ziyareti…
Zamanın kıymetini bilemedik asr suresine rağmen… ve kadınları… Kadınlar sen gelince şereflendi, onurlandı, Hatice oldu,Asiye oldu, Meryem oldu…Seninle Nisa suresi nazil oldu…Ah uygarlık!.. Ve Akif’in tek dişli dediği mefhum..Ah medeniyet..Bedeviliği medenîliğe tercih edenler ne çok bir bilsen..Bişri Hafî gibi yalın ayak gezerdik eğer geldiysen.. Arif Nihat ASYA’nın dediği gibi.. ‘Miraçdan iner gibi gel..‘ Biz bekleriz Hatice annemizin bekleyişiyle..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.