ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Gezi Parkı günlüğü

İlker Ertaş

06 Temmuz 2013 Cumartesi 00:52
  • A
  • A

28 Mayıs..

Eylem masum bir çevre duyarlılığı olarak başladığında tabiki bu tarzda çoğu eylemde olduğu gibi medyatik değildi..
Çok az sayıda sanatçı oradaydı ve çok az sayıda sanatçı da orada olmadan dışarıdan destek veriyordu..

30 Mayıs 05:00..

Polisler Gezi Parkı'nı halka(piknik yapacak, oturacak, sohbet edecek, geçerken dinlenecek...) açmak için harekete geçti ki bu çok normaldi çünkü orası kendisini duyarlı ilan edenlerin değil herkesin hakkıydı.
Ama.. Polis çok sert şekilde hukuki ve vicdani kurallara uymadan, eylemcilere müdahale etti-boşaltmaya kalktı.

Sonuç olarak o gün Twitter'ın başkanlığında sanatçıların kendilerini takip eden binlerce insana çağrı yapmasıyla-olayları anlatmasıyla yüzlerce insan(çoğunluğu iktidardan değişik konularda şikayetçi) Taksim Gezi Parkı'na koştu.

Aslında çevre duyarllığı, yeşilin korunması bilinci; polisin şiddeti yüzünden o gün (30 Mayıs) bitmişti... Yani olay iktidara muhalefete dönüştü.

13 Haziran

Bu tarihe kadar Başbakan olayları hafife alan ve eylemcilere meydan okuyan bir görüntü sergilese de( ki gerçekte öyle değildi), sanatçılarla, Taksim Platformu adında eylemcileri temsilen gelen gruplarla görüştü ve ortam yumuşadı. Başbakan olayları ciddiye aldığını, halkın isteklerine kulak verdiğini göstermiş oldu ki gerçek de buydu. Ancak tekrar vurgulamak gerekir ki Başbakan yanlış açıklamalar yaptı, bunu telafi etmek bu tarihe kaldı.
O tarihe kadar polisin şiddeti, hükümetin olayları okuyamaması, provokatörler yüzünden olayları büyümüştü. En büyük iki etken de polisin şiddeti, hükümetin tutumuydu.
O tarihten sonra provokatörler, eylemcilerin, hükümetten şikayetçi olanların yarattığı ortamı kullanarak tansiyonun düşmesini engelledi. Zaten olaylar boyunca da, provokasyonlar yapıyorlardı. Eylemciler evlerine gitmeye başlayınca, ortam onlara kalmıştı.
Taraflarda öne çıkanlar:

Muhalefet: Taksim Platformu, kırmızı elbiseli kadın, TOMA'nın önünde duran yabancı uyruklu kadın,
bazı sanatçılar (Mehmet A. Alabora, Şebnem Sönmez, Okan Bayülgen, Levent Üzümcü gibi),
Twitter(Sosyal Medya),
Halk TV, Sırrı Süreyya Önder(ilk günlerde)

Hükümet: Başbakan Erdoğan, Vali Mutlu, Akil insanların bir kısmı(açıklamalarıyla), Bülent Arınç, Muammer Güler

* Olayların genelinde olmasa bile, kendi çıkarları için; olayları kışkırtan veya sürekli yayınlayan, hükümete baskı kuran ülkeler de vardı.
* Aşırı bilgi kirliliği, yalan haber, tansiyonu yükletme amacıyla bilerek yapılan yayınlar vardı.
* Tehlikeli ölçüde kutuplaşma yaşandı.
* Medyanın büyük bölümü ya gerektiği kadar yayın yapmadı, ya da taraflı yayın yaptı.
* Hükümet yanlılardan bazılarının olaylardaki herkesi ama herkesi yabancı mihrakların piyonu, hükümetin azılı düşmanı, hizmet, refah karşıtı olarak suçlaması yanlıştı; aynı şekilde eylemcilerden bazılarının hükümetin taraftarı olan, kendilerine karşı çıkan herkesi at gözlüklü, uyuyan, kandırılmış olarak nitelendirmesi yanlıştı. Yani bazıları, bazılarına karşı aşırı genellemeler yaptı, bazı dönemlerde fikir özgürlüğü unutuldu.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.