Cumhuryet tarihimizde 3 kere anayasa yapmışız (24, 61 ve 82'de), bunların ikisi darbe yönetimleri tarafından yani anti-demokratik ortamlarda yürürlüğe girmiş. Şu an anayasamız kabul ettiğimiz 82 anayasası da darbe yönetiminin dayatmasıyla kabul edilmişti ve bugünlere kadar bu anayasa ile geldik. Türkiye'nin ne geçmişte ne de şu anda gerçek bir demokratik hukuk devleti olamadığının kanıtı olmaya zaten bu tek başına yeter.
Asker vesayetin dayatmasıyla gelen bu anayasa, darbelere karşıyız diyen milyonlarca insana ve sivil iradeye/idareye rağmen değiştirilemiyor. Var olan askeri vesayeti yıkıp yerine demokratik bir hukuk devleti inşa etmeye yönelik kavganın içerisinde olsaydık, bu anayasa çoktan tarih olmuştu ama ne yazık ki her gelen iktidar, her gelen sivil; darbelere karşıyız, sivil anayasa istiyoruz diye bağırmalarına rağmen var olan askeri vesayetin gücünü kendi çıkarları doğrultusunda kullanma politikası izlediler ve izliyorlar, yıllardır..
Şimdi soralım;
- Dünya'nın hangi demokrasisinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi adında bir kurum var?
-Dünya'nın hangi demokrasisinde Askeri Yargıtay, Askeri Danıştay gibi, askeri vesayetin önünde el-pençe divan duran kurumlar var.
Bu kurumlar hukukumuza darbe yönetimleriyle beraber girmedi mi? Peki şimdi gücü elinde bulunduran sivil idare/irade acaba neden bu kurumları kaldırma gereği durmuyor?
Yine soralım;
- Bugün herkesin darbeci, diktatör, ülkeyi bilmem kaç yıl geriye atan adam diye aşağıladığı Kenan Evren'in ismi, neden hala sokaklarda, caddelerde, okullarda? Kenan Evren Bulvarı, Sokağı, Lisesi, Kışlası adında yerler hala isim değiştirmedi, hala kaldırılıp yerlerine değerli birçok insanın ismi verilmedi?
Bir yandan askeri vesayetleri, rejimleri demokrasiye, sivilleşmeye davet edeceksin; diğer taraftan askeri düzenin sonucunda gelen yukarıda saydığım kurumlara ve darbecinin isminin sokaklara verilmesine göz yumacaksın.
Türkiye'nin demokratikleşmesini, sağlam bir hukuk sistemine sahip olmasını, askeri rejimden uzaklaşmasını istiyorsak bu asker vesayet sonucu meydana gelen kurumları kaldırmalı, darbe sonrası darbeci paşanın isminin verildiği yerlerin ismini değiştirmeli, yeni bir anayasayı(memurlar, işçiler, S.T.K.'lar, meslek kuruluşları vb. her alanda temsilcilerle) artık oluşturmalıyız. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve hukuk devleti olması ancak ve ancak bunlarla mümkündür.