İslâm halîfelerinin yetmişdördüncüsü ve Osmanlı pâdişâhlarının dokuzuncusu. İkinci Bâyezîd Hân’ın oğlu, Sultan Süleymân Hân’ın babasıdır. Hilâfeti, Osmanlı pâdişâhlarına bağlayan Selim Hân’dır.8 buçuk senede Osmanlı toprağını iki kat büyüttü.
Bugünlerde Yavuz Sultan Selim’ e atılan iftiralara dayanamadım ve yazma gereği duydum.Öncelikle şah İsmail’ i tanıyalım.Yavuz Sultan Selim’in şehzâdeliği sırasında, İran’da Safevî devletinin başında Şah İsmâil bulunuyordu. Şah İsmâil, ülkesinde bulunan Ehl-i sünnet müslümanlara eziyet ve işkence ediyor onları, kendi bozuk fırkaları olan râfizîliğe girmeye zorluyordu. Bunlar, Hazreti Ebû Bekr, Hazreti Ömer, Hazreti Osman gibi pekçok Eshâb-ı Kirâma (r.anhüm) dil uzatıyor, Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) mübârek hanımı Hazreti Âişe vâlidemize iftira ediyorlardı. Ayrıca Şah İsmâil, Dülkadiroğlu Alâüddevle’ye harp îlân ederek, ordusunu izinsiz olarak müsaade almadan Osmanlı topraklarından geçirdi. Dülkadir beyi Alâüddevle kızını vermedi diye oğlunu ve kızlarını kesip kebap ettirerek, gözleri dönmüş askerlerine yedirdi. Öyle ki, çocukların etlerini, askerler birbirlerini ite kaka, kapışarak yediler. Dülkadir hânedanına mensûp ölülerin kabirlerini açtırarak kemiklerini yaktırdı. Yine Özbek Sultânı Şeybek Hân’ı mağlub edince, onun kafasını kesip kafatasını altınla kaplattı ve onunla içki içti. Kafa derisini de baharatla doldurarak, Yavuz Selim’e gönderdi. Şah İsmâil, İranlıların, selâmünaleyküm yerine Şah demelerini, Bismillah (Allahü teâlânın ismiyle) yerine, bismişâh (Şahın ismiyle) demelerini emretti. Birbirlerinin hanımlarına istedikleri zaman sahip olabileceklerini söyledi. Daha da ileri giderek, Osmanlı hudutlarına adamlarını gönderdi, içeri sızmaya çalışmalarını ve Osmanlı müslümanlarını Ehl-i sünnet i’tikâdından çıkarıp, Eshâb-ı Kirâm düşmanı yapmak için çalışmalarını tenbîh etti.
Bu haberleri büyük bir hiddet ve üzüntü ile dinleyen Şehzâde Selim, dîvânı toplayıp âlimlere, velîlere, komutanlara ve beylere durumu anlattı. Dîvânda bulunanlar hep birden ayağa fırlayıp kılınçlarını çektiler ve; “Sefer isteriz! Şâh’ın ülkesine cihâda çıkılsın isteriz!...” diyerek yerlerinde duramaz oldular. Şehzâde Selim; 50 tane alimle görüşüp fetva aldıktan sonra “Orduyu hümâyun hazır ola!... Şehzâde Selim, Safevî ülkesine sefere çıkıyor!” diye emrini bildirdi.(Fetva Topkapı Sarayında halen durmaktadır.) Ve böyle bir belayı üzerimİzden def etti.Yavuz Sultan Selim handan Allah razı olsun kabrini nur eylesin..Bizde aklımızı başımıza alıp şanlı ecdadımıza dil uzattırmayalım. Oyuna gelmeyelim.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.