Bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre, burnu kemerli olan insanlar zeki insanlarmış. Delil olarak Osmanlı Devletini yöneten padişahların burunları incelenmiş. Hakikaten de neredeyse tüm padişahlarımızın burnu kemerli. Dikkat edelim, tarih boyunca kemerli burunlular hep yöneten statüsünde bulunmuşlar. Örneğin 2.Abdülhamit. Gerçi Abdülhamit burnuyla pek barışık değilmiş. Adam burnunu o kadar takıntı yapmış ki, dönemin basılan tüm kitaplarında “burun” kelimesinin geçmesini yasaklamış. Dönemin yazarları coğrafyadaki burnu bile “karaların denize doğru çıkıntısı” olarak betimlemek zorunda kalmışlar. Ama olsun, bu Abdülhamit’in dehasını değiştirmez, neticede padişahlık mevkisine gelebilmiş birisinden bahsediyoruz. Gerçi padişahlık babadan oğula geçiyor, bunda matah bir başarı yok ama yine de olsun. Adam yönetmiş kardeşim!
Peki şu noktada şu soruyu sormak lazım. Madem padişahlar zeki insanlardı, Osmanlı Devleti neden yıkıldı? Çocuk gibi taht kavgası yaparak imparatorluğun anasını ağlatmış insanlardan bahsediyoruz. Demek ki kemerli burunlular çok da zeki değilmiş. Öte yandan, malum Lazlarımız da kemerli burunlu, fakat dünyaya nam salmış Laz fıkralarında pek de zeki insan profili çizmiyorlar. Evet, sanırım “burnu kemerli insanlar zeki insanlardır” araştırması çürütülmeye müsait bir safsata. Zaten böyle bir araştırma da yok, bizzat ben uydurdum, düşünmesi bile güzel, çünkü ben de bir kemerli burunum.
Bu arada ilk padişah Osman ve ikinci padişah Orhan dışında, toprakları bol olsun; Osmanlı Devletindeki hiçbir padişahın annesi Türk değilmiş. Artık Rum mudur, yoksa Çinli midir, orası ayrı bir araştırma konusu, ancak şu açıdan söylüyorum. Eğer birileri koskoca imparatorluğu tarihe gömdüğü için padişahlarımızı aptallıkla suçluyorsa, bu aptal gen Türklerden gelmiyor olabilir. Irkçı bir tespit gibi oldu ama tarihçilere sorulsun lütfen. İnşallah bir gün Murat Bardakçı da bu konuyu araştırır ve Pelin Batu ile el ele verip bizi aydınlatırlar.
Hayatta hep bir padişah görmek istemişimdir. Ama nasip olmadı. Gerçi başımızda 1.Tayyip var ama anlatmaya çalıştığım bu değil. Rütbesi resmi olarak padişah olacak. Bakın İngiltere’ye, demokrasiyle yönetilen bir ülke olmasına rağmen Kralı var, Kraliçesi var. Bir çok Avrupa ülkesinde durum böyle. Tamamen sembolik sıfatlara sahipler ama yine de ortalıklarda “ben kralım” diye gezinebiliyorlar. Bizde de bugün sembolik bir padişah olsaydı fena olmazdı hani. Böyle ışıltılı kırmızı cübbesini giyip esnafları bakkalları falan gezerdi, mahalleliyle çay içer, tavla oynardı. Kahvehanelerde her önüne gelene “ne olacak bu memleketin hali?” diye sorar, ülke sorunlarına çözüm arardı.
Ülkemizde sembolik padişahlığa en yakın isim hiç şüphe yok ki, rahmetli Necmettin Erbakan'dı. Hatta bakın, zamanında oğlunu parti başkanlığına aday göstermişti. Kısmet olursa gelecekte Saadet partisi küçük Erbakan’ın izinde yola devam edecek. Babadan oğula sistem işleyecek. Tıkır tıkır. Tıpkı padişahlık gibi.
Bu arada tam şu anda sembolik padişahlık işini tekrar düşündüm ve bir anda tiksindim. Çünkü bizde bugün sembolik bir padişah olsa inanın rahat durmaz, darbe yapmaya kalkar. Silahlı cuntaya teşebbüs eder, demokrasiyi yıkmak için Hizbullah’ı arkasına alır. Ya da en basitinden 1.Tayyip’le işbirliği yaparak teokrasiyi referanduma sunar ve yüzde altmışlık bir evet oyuyla kısa yoldan padişahlık sistemini geri getirir. Yok vallahi ben vazgeçtim, sembolik bile olsa padişah istemiyorum. Yeterince gayrimeşru padişahımız var.
Dipnot: Yazıyı okurken dinlenmesi tavsiye edilen şarkı: Sibel Can’dan “Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil, bezirgan değil. O kadar güvenme hiç kendine, kimse şah değil, padişah değil”
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Sacma sapan bir yazi !Sevgili yazar hayal aleminde yasiyor anlasilan biri sizi uyandirsin ... Fazla uyumaktan beyin dumur olmus ..