ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

NERELİSİN HEMŞERİM?

İsmail Pişer

13 Eylül 2013 Cuma 22:40
  • A
  • A

Simasını hatırlayamadığım bir hocam, “insanlara ilk etapta nereli olduğunu sormayın” demişti. O dönem neyi kastettiğini anlayamasam da, bu lafını hiç unutmadım. Bugün baktığımda, bu nasihatin kulağıma taktığım enfes bir küpe olduğunu görüyorum.

Ankara’ya yerleştiğimden beri onlarca insan tanıdım, onlarca sancılı tanışma badiresi atlattım. Yeni insanlarla merhabadan öteye gidemediğim, akılda kalıcı hiçbir kelam edemediğim, adımı dahi ezberletemediğim zamanlar oldu. Bu duruma aşinayım, zira karakterim gereği birinci viteste hep zorlanırım.

Tanıştığım insanlarla yaşadığım bunca sohbet kısırlığına rağmen, hiçbirine “nerelisin?” ya da “kimlerdensin?” diye sormadım. Dilimin ucuna gelse de ısrarla yutkundum. Çünkü ne kadar safdilli sorarsam sorayım, memleketi bana kökeni ve mezhebi hakkında ipucu verecekti. Kökeni ve mezhebi, bende bir önyargı refleksi oluşturacaktı. Ve bu önyargı, ona karşı objektif bakışımı düpedüz bozacaktı. Soruyorum sizlere, tüm bunlara gerek var mıydı?

Üniversiteyi okuduğum kozmopolit Mersin’de en sık işittiğim cümleydi bu. İnsanlar memleketlerine göre muamele görürdü orada. O yüzden ilk etapta memleketin sorulması hayati ehemmiyet taşımakta idi. Mersin garının karşısındaki bakkal ile 50 TL yüzünden karakolluk olduğumuzda, polisin bana yönelttiği ilk soru da buydu.

Geçtiğimiz hafta berbere gitmem gerekti mesela. Henüz adımı dahi bilmeyen berber, memleketim konusunda pek meraklı çıktı. Acaba saçımı etnik kökenime göre mi kesecekti? İzmir desem nasıl kesecekti, Mardin desem nasıl?

Hızlı trenleri çok sık kullanırım. Son yolculuğumda Eskişehirli olduğumu belirttiğim koltuk arkadaşımın dudaklarından, vurgulu bir “belli oluyor...” çıktı. Acaba bu zevzek tepkiyi vermek için kafasındaki hangi genellemeye, hangi önyargıya müracaat etmişti?

Birbirimizin nereli olduğuyla neden bu kadar ilgileniyorduk?

“İnsanlara ilk etapta nereli olduğunu sormak ayıptır” demişti hocam. O zamanlar tam anlamamıştım, şimdilerde daha iyi anlıyorum. Meğer basitçe “Objektif olmak özgürlüktür” demek istemiş.

Her insan kendi fırtınalarını, kendi buhranlarını, kendi tutulmalarını taşıyan bir kutudur. Yeni tanışan iki insan birbirlerine milyonlarca değişik soru sorabilir. Eğer benim gibi tanışma özürlü değilseniz, onlara “nerelisin”den daha ilginç bir şeyler sorabileceğinize eminim.


Ankara
İsmail PİŞER
kapitalizasyon.blogspot.com

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.