IŞİD Örgütü’nün Yezidi Katliamı’nın arkasındaki motivasyonu tahlil etmek ve katliamın İslam’da yeri olup olmadığı meselesini bilmek hem IŞİD’i tanımamıza yardımcı olacaktır hem de İslam’ın bu konudaki hükümlerini anlamamıza yardımcı olacaktır.

IŞİD’in Yezidilere karşı motivasyonunu sağlayan ayet şudur: “Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Tevbe Suresi: 5) IŞİD’e göre bu ayet müşriklerle olan münasebetleri düzenleyen son ayettir ve muhkemdir. Ayetin muhkem olduğu sabittir. Ama unutulan bir nokta vardır ve bu ayet İslam Fıkhı’nda muharip (harbi) müşrikleri beyan etmektedir. Çünkü bir ayet sonra Allah şöyle buyurmaktadır: “Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.” Dikkat edilirse ayette İslam Devleti’ne gelmek isteyen yani İslam Devleti dışındaki müşriklerden bahsetmektedir. İmam Şafii (rh.a); “bir insanın canının ve malının haram olması için iki şart vardır. Bunlardan birisi emanet diğeri zimmettir” demiştir. Emanetten kasıt müslüman olmaktır zimmet ise İslam Devleti’ne cizye veren gayr-i müslim insanları ifade eder. Cizye ile ilgili hukuku en genel manası ile ifade eden ayet şudur:

“Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah’a ne ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaşın.” (Tevbe Suresi: 29)

İslam âlimlerinin tamamı Yahudi ve Hıristiyanların cizyeye ehil olduğunda ittifak etmiştir. Hanefi Mezhebine göre Arap Müşrikleri hariç bütün kâfirlerden cizye alınabilir. Diğer mezhep âlimlerinin çoğuna göre bütün insanlardan cizye alınabilir. Buradaki incelik şudur: İslam genel olarak bütün insanları yaşatmak ve onları İslam’a ısındırmak istemektedir. Elbette Hıristiyan ve Yahudiler dışında cizye hakkını kabul etmeyen âlimlerde vardır. Ama bu kabul ediş müslümanların insanların hidayetleri için çalışma siyasetine gölge düşürmez. İslam’daki neshi bahane ederek öldürmede sınır tanımayan insanların İslam’ın tebliğ ve cihad siyasetini anlamadıkları ve cinayeti meslek haline getirdiklerini söyleyebiliriz. Bu noktada Tevbe Suresi’ndeki ayet sadece Yahudi ve Hıristiyanları gündeme getirmektedir diğer kafirler (Yezidiler gibi) bu ayetin kapsamı içersinde değildir demek mümkün değildir. Çünkü ayet umumi hükmü beyan etmektedir ve bütün hukuk sistemlerinde umumi hükümler hususi hükümlere karşı duramazlar. Hz. Ömer (ra) devrinde Mecusilerin, Kitap Ehli gibi değerlendirileceği hususu hem kıyas yoluyla hem de diğer insanlarla ilgili cizye yasağının olmadığı hususu üzerine bina edilmiştir.

Kürt Yezidilere karşı “ya müslüman olacaksınız veya sizi öldüreceğiz” diyen kimselerin İslam’ın siyasi hedefleri hususunda yeniden düşünmeleri lazımdır. Çünkü Yezidiler başta İslam Tarihi’nin tamamında cizye vererek yaşamışlardır. Müslümanları katliamcı olarak dünyaya lanse eden insanların bu hususu dikkate almaları şarttır.
Tevbe Suresi 29. Ayette bir incelik daha vardır. Ayette cizyeyi kabul etmeye zorlama hususu vurgulanmıştır. Ayette onları yok edin demiyor. Onları boyun eğmeye zorlayın deniliyor. 124.000 Peygamber (veya daha çok peygamber) bunun için gönderildi. Ezidilere (ki çoğu silahsızdı) bu kapı açılabilirdi. Yani zımmeti teklif edebilirlerdi. Ama yapmadılar. Merhamet nereye gitti? Hemen onların öldürülmesi yoluna başvuruldu. Peygamberimiz (sav) ; "Azgınlık kadar cezası çabuk verilen birşey yoktur" buyurmuştur. Temel amacımız insanları İslam'a kazandırmak değil mi? Bunun yolu hemen insanları öldürmek midir? İslam Coğrafyası altından kalkamayacağı kanlı hesaplaşmaya doğru gitmektedir.