CHP Genel Başkanı ve Ana muhalefet başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemde Türkiye’nin yalnızlık içerisinde bulunduğu alaylı bir dille şöyle eleştirdi: “Her taraftan Türkiye’yi izole ettiler, yalnızlaştırdılar. Ve dönüp bundan da bir avantaj çıkarırız hesabı içine girdiler. Neymiş? Bu yalnızlık, çok değerli bir yalnızlıkmış. Dünyaya gidemiyorsun, elini sıkamıyorsun, Arjantin’e gittin orada bile protesto edildin. Ve sen yalnızlığında övünüyorsun. Bana yalnızlığı ile övünen dünyada bir tek siyaset adamı gösterin. Bırakın siyaset adamını, bir insan gösterin. Bunlar dünyada yalnızlaştılar, bunu da değerli bir yalnızlık olarak millete yutturmaya çalışıyorlar. Eğer siz kapısını çalacak bir komşu bırakmadıysanız, dönüp kendinize bakmak zorundasınız.”
CHP Liderinin yukarıdaki sözlerinde ilke ve ahlak açısından AK Parti’ye yönelik bir eleştiri yoktur. Çokluk veya azlık gibi ifadeler nötr kavramlardır. Bununla karşıdaki muhatabı eleştiremezsiniz. Kaldı ki Kur’an-ı Kerim’de şöyle bir ayet yer almaktadır:
“De ki: “Pis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz, pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile. Ey selim akıl sahipleri Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide Suresi: 100)
Pis olan şeyler ne kadar çok olsa bile değerli olamaz. CHP’nin Suriye’de katil Esed’in elini sıkması, Irak’ta ABD ve İran’ın kiralık canisi Maliki’yi ziyaret etmesi ve nihayet Mısır’da darbecilerle kucaklaşması CHP’yi ne kadar değerli kılar? “Değerli Yalnızlık” teriminde yalnızlık kavramına pozitif bir anlam yükleme vardır. Ama CHP’nin çokluğu tam anlamıyla “murdar” ve pislik!..
Kurulduğu günden bu yana halkın değerleriyle ve din ile mücadele eden CHP; iktidarı ya orduya sayesinde olmuştur ya da İstiklal Mahkemeleri aracılığı ile terör estirmeye… Şimdi AK Parti’yi köşeye sıkıştırmak için dostluk yaptığı bütün güçler (Suriye, Mısır, Irak, İran ve Terör Örgütü Hizbullah) katil ve tecavüzcü… Ama CHP yine yanılıyor. Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı. Ta kabirlere kadar gidip ziyaret edişinize kadar.” (Tekasür Suresi: 1-2)
CHP’nin ittifak kurduğu siyasi güçler artık ölü güçlerdir. İslam Dünyası’nın her yerinde Esed’e, Tahran’a, Hizbullah Terör Örgütü’ne, kiralık katil Maliki’ye ve darbeci Sisi’ye lanetler yağmaktadır. Halklar Allah’a güvenerek bu katiller sürüsünü ülkelerinden kovmak iradesine bir kere sahip çıktı. CHP işte bu mezara gitmek üzere olan sürülerle ittifak halinde… Yine yanlış ata oynadı yani.
Değerden ve ahlaktan soyunmuş siyaset; zalim siyasettir. Osmanlı Alimlerinden İbn-i Abidin (rh.a) şöyle demektedir: “Siyaset: Halkı dünya ve ahirette kurtulacakları yola irşat etmekle onların salâh ve menfaatine çalışmaktır. Siyaset, siyaset-i âmme ve siyaset-i hâssa olmak üzere iki kısımdır. Siyaset-i âmme bütün bir cemiyetin salah ve intizamı için gerekli olan bir kısım hükümlerdir. Siyaset-i hâssa bazı cürüm işleyenler hakkında, velev katil suretiyle olsun, vuku bulacak zecir ve te’dibdir. İmân esaslarından sonra şeriatın etrafında dönüp dolaştığı nokta âlemin beka ve devamı için fitne ve fesad maddelerini kökünden kesmektir.
Siyaset ağır bir şeriat olup iki nevidir:
Siyaset-i zâlime: Halkın haklarına zıt olan bir siyasettir ki şeriat bunu haram kılmıştır,
Siyaset-i âdile: Halkın haklarını zalimlerin elinden kurtaran, zulüm ve fenalıkları defeden, fitne ve fesad ehlini men eden siyasettir ki şeriattan sayılır.”
Ahlaktan soyutlanmış siyaset; mutlaklaşır ve Makyavelizm, pragmatizm, yalan propaganda, manipülasyon ve demagojiden ibaret kalır. Bu tip insanlar ilkeden yoksun olduğundan ve hiçbir ahde ve vefaya sahip olmadıklarından her zaman kendilerine göre güçlünün kucağına otururlar. Ama dünya hayatında sürekli ilerleyen bir güç yoktur:
“Eğer size bir yara değişmişse o topluma da benzeri yara dokunmuştu. O günler ki (zafer ve mağlubiyet günleri) biz onları insanlar arasında döndürür dururuz. (Bu da) Allah’ın sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şehitler edinmesi içindir. Allah zalimleri sevmez.” (Al-i İmran Suresi: 140)
Önemli olan ilkelerdir, ahlaktır ve doğru bir pozisyon tutmaktır. Bu coğrafyada bu kadar kan ve gözyaşı akarken İran, Esed, Sisi ve Terör Örgütü Hizbullah yanlış ve ahlaksız bir pozisyon aldılar. Bu katiller sürüsünü destekleyen CHP’de değersiz sürüsü ile birlikte köpük gibi yok olup gidecektir. Okuyalım:
“Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarınca sel olup aktılar. Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi. Bir zinet eşyası veya bir değerli mal yapmak için, ateşte üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir. İşte Allah hak ile batılı böyle çarpıştırır. Fakat köpük atılır gider, insanlara faydası olan ise yerde kalır. İşte Allah böyle misaller verir.” (Ra’d Suresi: 17)
Zaman döndü Kılıçdaroğlu… Mezardakilerden medet umma artık!.. Ve son tavsiyem: Ahlak ve ilke ile alay etme. Sonra çarpılırsın!.. Bir de mezardakiler sana yardım edemez.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.