Şu anda özellikle ülkemize baktığımız zaman beklide toz pembe tablolar çiziliyor. Yani;’’ ekonomik anlamda Dünyanın parlayan yıldız’’ , ‘’ Çin’ den sonra kalkınan ikinci büyük ekonomi’’ şeklinde veriliyor. Ama içeriye baktığımızda işin aslında hiçte öyle olmadığını görüyoruz. Belki ekonomik anlamda birçok rakamlar vermek mümkün. Yani rakamlara taklalar attırılarak, bir takım ifadeleri farklı şekilde ters düz ederek beklide bize farklı şekliyle verebiliyorlar. Ama özellikle gelinen bir nokta var ki bunun telafisi çok zor. Maddi anlamda, ekonomik anlamda bir takım kararlar alırsınız, irade sahibi ve işin bedelini ödeyecek insanlar iş başına gelir, masaya vurur düzeltir. Ama bir şey var ki onu düzeltmek hiçte o kadar kolay değil.

Bu nedir?

İnsanın bozulması çok kısa zamanda onarılacak bir durum değildir.
Şu anda insan bozuluyor… !
Şu anda gençlik bozuluyor… !
Özellikle üç alanda muazzam bir saldırının olduğunu görüyoruz. Bunlardan bir tanesi gençlik.! Gençler üzerinde çok sinsi oyunlar oynandığını, tezgahların tezgahlandığını görüyoruz. Bilinçli olarak. Ve bunlar rastgele olan şeyler değildir.

Yani siz Dünya da, Yeni bir Dünya kuracağınızı ifade eden ve potansiyeli ile, tarihi ile, geçmişi ile, bu potansiyeli barındıran bir ülkesiniz ; kendi halinize bırakılacaksınız ? Böyle bir şey asla kabul edilemez.
Bir televizyon kanalında izlediğim fragman var. Ana sloganı şu;

‘’Hayat baktığınız ile gördüğünüz arasındakini gizliyor olabilir’’

Şimdi bir baktığımız olaylar, birde perde arkasında olanlar var. Bunları görmek lazım ve bunları göstermek lazım.

Şimdi gençlik; Bilerek ve kasıtlı olarak kendi değerlerinden uzaklaştırılmak için bir muammalı çalışmanın içerisinde birileri ! Özellikle bugün baktığımız zaman, medya yoluyla , televizyonlarla tamamen kendi değerlerinden uzaklaştırılan, Ahlak ve Maneviyat öncelikli değil tamamen maddi bakış açısıyla yetiştirilmeye çalışan bir gençlik var ve bu konuda da başarısız olundu. Bu durum onu gösteriyor. Tablolara baktığımız zaman, suç işlenme oranlarına baktığımız zaman, bir takım verilere baktığımız zaman adeta bir uçuruma sürüklendiğimizi görüyoruz. Elbette gönül arzu ediyor her şeyin gösterildiği gibi olmasını ama işin gidişatı noktasında ciddi endişeler var. Özellikle ülkemizde eğitim sistemi öğrenci yetiştirmiyor ya da insan yetiştirmiyor.

Daha da yani baktığımız zaman taksim de Polise, devletin güvenlik güçlerine Molotof atan yada taş atan insanları yetiştiriyor. Bunu sistem yapıyor. Bu sistemin mutlaka revize edilmesi lazım. Örnek vermek gerekirse Abdullah Öcalan ve arkadaşları bu ülkenin en prestijli üniversitelerinden mezun insanlar. Bunu yapan sistemdir. Bu sistemimizi mutlaka gözden geçirmek gerek. Bugün gelinen nokta itibari ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalarına baktığımız zaman özellikle hükümetin en başarısız olduğu alanlardan bir tanesi Milli Eğitim Bakanlığı’ dır. 5 tane bakan değiştirmiştir. Hala omurgalı bir eğitim politikası yok. Birinin yaptığını sanki başka bir hükümet varmış , başka bir siyasi varmış gibi diğeri geliyor sil baştan.

Düşünün; Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer ve şu anda Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı. Birinin yaptığını diğeri gelip sil baştan değiştiriyor. Gençlik ülkenin geleceği olmasına rağman sanki bir deney tahtası misali her gelen kişi farklı şeyler deneyerek gençlerimizin hayatlarını etkiliyor. Ve ülkemiz maalesef gittikçe kötü yerlere sürükleniyor.