Türkiye’de hayvancılık asırlardır yapılan, bizim hemen hemen en eski uğraşımız ve yaşam biçimiz olan bir uğraştır. Tabi bu uğraşlarımız zaman içinde bir çok değişikliğe, git gide azalmaya başlamıştır. Bunların nedenlerini pek çok dille açıklayabiliriz. Diğer durumları da göz ardı etmemek gerekir. Hayvancılık alanında bir çok teknolojik değişimler, gelişmeler olmuştur.
Birçok hayvancılık türünde teknolojik gelişmelerle hayvancılık git gide kolaylaştırıldı. Bunların avantajlarının yanı sıra bir de dezavantajları var. İlk başta, yeni neslimiz bu tür teknolojik gelişmelerle atalarımızın yaptığı türden sağlıklı, yararlı ürünler üretmeyi öğrenemiyor. Bu türden üretilen ürünler temiz, hijyenik, yararlı sayılsa da artık hiçbir ürünü eskisi gibi rahat ve huzurlu yiyemiyoruz.
Tavukçuluk alanında eskisinden olduğundan çok daha az lezzetli ürünler üretilmeye başlandı. Eski yıllarda bir tavuğun civcivlikten büyüyene kadar geçen süre ile günümüzdeki süre arasında yarı yarıya bir azalma var. Bunun sebebi tabi ki verilen besinler, iğne ile beslenmeler gibi nedenlerden dolayı zamanı kısaltıp daha çabuk büyümelerine imkan veriyor. Tavukçuluğu yapanlarda aramamak gerekir suçu tavukları alan firma şu günde şu tarihte istiyorum derse onlar ne yapsın. Nasıl büyütürsen büyüt, bana zamanında ver de ne yaparsan yap dediğimiz vakit insanlar kızmıyor değil. Tabi buna izin veren hükümet görevlileri de bir o kadar da suçlu. Bu işlevin tek karlısı var o da tavukları alan şirket. Diğer biz tüketiciler ve tavuk üretimi, büyütmesini yapanlar anca zarardalar. Diyeceksiniz ki üretenler için niye zarar? Zarar, çünkü o kadar az bir zamanda o gelişimi gösterebilmesi için tavuklara verilen iğneler, besinler diğerlerinden kat kat pahalı. Çok işimiz var çok.
İnekçilik alanında da bir çok gelişmeler olmuştur. Mesela, inekleri sağma makinası tam bir üretim aracı, seri üretim aracı desek yeri var, hem zamandan kazandırır hem de üreticileri fazla yormaz. Ama bir inek içinde ne kadar sağlıklı olduğu tartışılır? İnekçilik son zamanlarda köy gibi yerlerde eskiye nazaran baya bir azaldı. Şimdi artık büyük fabrikalar gibi zengin kişiler bu işe el attı ve bir çiftlik kurup başına da 2-3 adam diktiğin zaman gerisi artık keyfi iş oluyor. Köylerde bunun azalmasının nedeni halk artık ineklerin bakımı için yeterli bütçeyi bulamıyor, sattığı sütte yem paralarına anca yetiyor. Yani bu işten kazanmak için çok malın olması gerekir, bir köylü insanında bunu karşılayacak gücü yoktur sanırım.
Arıcılık alanı da bir diğer ekonomik kaynağıdır. Ama bu ekonomik kaynağımızı da artık sırf paraya vurmak için harcamaya başladılar. Eskiden üretilen ballarla şimdikiler bir midir? Tabi ki hayır. Eski ballarımız zaman sonra şekerlenmez, aynı tadı alırdık. Ama şimdilerde öyle bir bal üretiliyor ki, nimet diye fazla ağır konuşmak istemiyorum ama bal demeye şahit ister. Belli zaman sonra hemen şekerleniyor. bunu sebebi arıların peteklerin üzerine glikoz dökmeleridir. Bunu suçluları üreticiler mi?, ya da bunlara izin çıkaran, yine hükümet görevlilerine yükleneceğim ama, hükümet görevlileri mi? Ama bu glikoz ile üretilenler de olmasa piyasada bal olmayacak. Bal üreticilerine seminer veren kendilerini bu işin ehlileri sananlara sesleniyorum; sırf para karşılığı üretilen glikoz tipi ürünleri, eskiye nazaran kullanılan ürünleri bu sene değiştireceksiniz gibi talimatlarla başka daha pahalı ürünleri kullanmalarını istediği sürece bu kadarına dahi şükredebildiğimiz ballar artık üretilmeyecek seviyeye gelecek. Bu sistemin çözümü için de tek yapmamız gereken üretim için eskiye dönmektir.
Bu kadar olumsuzların yanında olumlu yanlarda vardır. Tüm bu olumsuzlukları giderebilmek için tek yapmamız gereken bilinçlenerek üretim yaparak biraz olsun eski ürünlerimizin düzeyinde üretim yapmak. Yani büyüklerimizin gittiği yoldan gitmek….
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.