“İyi niyetli” bir şekilde hayata geçirildiği konusunda kamuoyunun büyük bir kısmının “hemfikir” olduğu “müzakere ve çözüm” sürecinin toplumda büyük bir iyimserlik fırtınası yarattığı günlerde, acizane çözüm sürecini ve akibetini “analiz” etmeye çalıştığımız 21.03.2013 tarihli ve “Müzakere Sürecinden Çözüm Çıkabilir mi ?” başlıklı yazımız şöyle bitiyordu:
“Çözüm sürecinin hangi aşamada olduğu ve 2. Aşamaya geçilip geçilmediği” tartışmalarının yapıldığı bir zamanda, sürecin hangi aşamada olduğu hakkında bir fikir edinebilmek için son bir haftalık zaman diliminde medyaya düşen Güneydoğu’ya ilişkin haber başlıklarına “şöylece bir bakış atmanın” yeterli olacağı kanısını taşıyorum:
(14 Temmuz 2013-Hürriyet Gazetesi)
(14 Temmuz 2013- Hürriyet Gazetesi)
> (15 Temmuz 2013- Posta Gazetesi internet sitesi)
(26.06.2013- Radikal Gazetesi internet sitesi)
> (26.06.2013- “medya faresi” internet sitesi)
“Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe-bence- el de öpülebilir, etek de de öpülebilir(nasıl olacaksa o!!!!!) ” , “o kadar güzel şeyler olacak ki BDP’liler bile inanamayacaklar”, “ A. Öcalan, Türkiye için bir şanstır”, “PKK’lılar da bu ülkenin gerçeği, onlardan niçin bu kadar korkuyoruz ki” söylemleriyle, medyanın da çok büyük desteğiyle kamuoyunda büyük bir beklenti ve iyimserlik fırtınası estirilerek başlanan “müzakere ve çözüm süreci” büyük bir çıkmaza ve belirsizliğe doğru son sürat gitmektedir.
Sürecin başlangıcında, “ 5 yaşındaki bir çocuğun naifliğiyle ve saflığıyla” sürecin çok olumlu ilerleyeceği konusunda pek çok yazı kaleme alan medya temsilcileri, gelinen noktada büyük bir “sükutu hayale” uğramış ve “çark etmiş” gözüküyorlar:
(Fatih Altaylı-17.07.2013 Salı-Habertürk Gazetesi)
Taha Akyol- 16 Temmuz 2013- Milliyet gazetesi)
Devletimizin yönetici erkinin mutabakatıyla hayata geçirilen “terör örgütünü direkt muhatap alarak” Kürt sorununu çözme süreci, terör örgütüne bilhassa Güneydoğu bölgemizde büyük bir “meşruiyet” ve “tanınma ve muhatap alınma” kazandırmış bulunuyor. Bu bölgelerde yaşayan ve terör örgütüne uzak ve mesafeli duran insanlar bile, takip edilen süreç sonrasında terör örgütünün “tek güç odağı” olarak ön plana geçmesi sonrasında bu “eli kanlı” örgüte meyletmiş bulunuyorlar. Terörist başı ve örgüt, takip edilen her barış çabası sonrasında olduğu gibi, durumdan maalesef çok daha güçlenmiş olarak çıkmış bulunuyor. Ne yazık ki, bu bölgede devletimizin otoritesi son derece zayıflamış, kontrol büyük oranda terör örgütüne geçmiş ve “paralel bir devlet yapılanması” ortaya çıkmıştır. Kamuoyumuzun bu sıralarda nelerle uğraştığını soracak olursanız. Bu belli, “cümbür cemaat” her zaman olduğu gibi 24 saat futbolla ve Fenerbahçe ve Beşiktaş futbol kulüpleri hakkında CAS’tan çıkacak karara kafalarını yoruyorlar!!!!!!!!
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.