Ülkemiz medyası tarafından son zamanda daha çok dillendirilmeye başlanan şehir efsanelerinden birisi “ Türklerle Kürtlerin Kurtuluş Savaşı’nı birlikte verdikleri ve vatanımızı kurtardıkları” tezidir. Çok çeşitli çevrelerce sıklıkla ileri sürülen bu hipotezin, ne oranda doğruluk payı içerdiğini ortaya çıkarabilmek için öngörülen tezin tarihsel veriler ışığında bilimsel ve soğukkanlı bir şekilde analize tabi tutulması gerekmektedir:
30 Ekim 1918’da Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının ardından arayışlar içerisine giren Kürtler, Aralık 1918’e gelindiğinde başlıca iki cemiyet etrafında örgütlenmişlerdi: Vilayatı Şarkiye Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti ve Kürdistan Teali Cemiyeti(Kürdistan Yüceltme Cemiyeti).VŞMHMC 4 Aralık 1918’de İstanbul’da kurulmuştu.Ziya Gökalp’dan etkilenen Cevad Dursunoğlu, Süleyman Nazif gibi aydınların başını çektiği vatansever Kürtlerden oluşuyordu.KTC ise 17 aralık 1918’de yine İstanbul’da kurulmuştu.Bu bölücü cemiyetin içerisinde iki ana grup vardı.Başında Seyyid Abdülkadir’in bulunduğu, Osmanlı İmparatorluğuna bağlı özerk bir Kürdistan’ı hedefleyen otonomcu kanat ve Bedirhani, Baban, Cemilpaşa gibi ileri gelen Kürt ailelerinin etkin olduğu bağımsızlık yanlısı kanat.KTC içindeki her iki hizip de aşırı derecede İngiliz yanlısıydılar.
17 Temmuz 1919’da Erzurum’da düzenlenen ve Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir kilometre taşı olan kongre, Vilayatı Şarkiye Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti ve Trabzon Muhafazai Hukuku Milliye Cemiyetleri tarafından birlikte organize edilmişti. Aralarında Mustafa Kemal Paşa’nın da bulunduğu Temsil Heyetine seçilen dokuz kişiden üçü Kürttü: Nakşibendi şeyhi Kemal Fevzi Efendi, Mutki aşireti reisi Hacı Musa Efendi, Sadullah Efendi.Fakat Hacı Musa Efendi ve Sadullah Efendi, Erzurum ve Sivas kongrelerinden hiçbirisine katılmadı.Ayrıca kongrenin yapılacağını haber alan KTC’nin baskı ve yönlendirmeleri sonucu, Diyarbakır, Elazığ, Siirt, Bitlis, Malatya ve Dersim(Tunceli) gibi Kürt nüfusunun yoğun olarak yer aldığı illerden kongreye hiç delege gönderilmedi(1).Kürdistan Teali Cemiyeti üyesi ve Nisan 1925 yılında Şeyh Said isyanının önderlerinden olduğu için idam edilecek olan Albay Cibranlı Halit Bey, kongreye davet edildiği halde mazeret gösterip katılmamıştı.Seyit Abdülkadir’in önderliğindeki KTC ise, Erzurum Kongresi’nce gönderilen heyeti sessizce dinleyip, başlarının çaresine bakmalarını söylemişti.Bağımsız Kürdistan peşindeki Bedirhaniler ise yurt dışına çıkmışlardı(2).
Erzurum Kongresine katılmayan Mutki Aşireti reisi Hacı Musa Efendi ve Bitlis delegesi Sadullah Efendi, Sivas Kongresine de katılmadı. Kongreye Diyarbakır’dan katılacak olan Müftü İbrahim Efendi, Mardin’den Dr. Necati Bey ve Tüccar Ali Efendi’nin kongreye katılmaları yine bu çevreler tarafından engellenmiştir(3).
Bölücü ve İngiliz işbirlikçisi Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından gerçekleştirilen en tehlikeli ve cüretkar girişimlerden birisi de Sivas Kongresini basarak Milli Mücadele önderlerini etkisiz hale getirme girişimiydi. Böylece, henüz başlangıç aşamasında bulunan Milli Mücadele hareketi boğulmuş olacaktı.Bu tehlikeli komplo, Damat Ferit hükümeti, İngiliz Yüksek Komiserliği ve Kürt Teali Cemiyeti ileri gelenleri tarafından ortaklaşa organize edilmişti.
Sivas Kongresinin gerçekleştirildiği günlerde(6 eylül 1919) Elazığ valisi Ali Galip, İngiltere himayesinde müstakil bir Kürdistan kurulması yönünde çalışmalar yürüten İngiliz istihbarat binbaşısı Covbertin Noel, Kürdistan Teali Cemiyeti kurucularından Bedirhanlı aşiretinden Celadet ve Kamuran Bedirhan ve Cemilpaşa ailesinden Ekrem yanlarında silahlı Kürtler koruyuculuğunda yine Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil Malatya’da bir araya gelirler. Amaçları Sivas Kongresini basarak toplanmış bulunan milli mücadele önderlerin etkisiz hale getirmekti.Bu ihanet grubu Mustafa Kemal Paşa’nın aldığı tedbirlerle dağıtılmıştı.
Türklüğün bu varoluş-yokoluş zamanlarında Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından yürütülen faaliyetler o kadar hainceydi ki, sonradan 1925 Şeyh Said İsyanında elebaşılık yaptığından dolayı idam edilen Kürdistan Teali Cemiyeti başkanı Seyyid Abdülkadir bile
“ … Türklerin şu düşkün zamanlarında onlara darbe indirmekliğimiz Kürtlük şiarına yakışmaz…” diyerek karşı çıkmak zorunda kalmıştı!!! Seyyid Abdülkadir, bu ve benzeri görüşlerinden dolayı Kürdistan Teali Cemiyeti içerisinde aşırı Kürtçüler tarafından “Türk Ajanı!” olmakla suçlanmıştı!!!
Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından atılan bölücülük tohumları meyvesini 1921 martında vermiş ve Koçkiri Ayaklanması patlak vermişti.Ayaklanmanın elebaşıları olan Haydar, Alişan, Baytar Nuri ve Alişir adlı kişiler bu bölgeye bir isyan organize etmek amacıyla Kürdistan Teali cemiyeti tarafından gönderilmişlerdi.
Ayaklanmanın bastırılmasına komuta ettiği güçlerle katkıda bulunan Topal Osman henüz Koçkiri mevkiine hareket etmeden önce asi Kürtlerin elebaşılarına bir mektup göndermişti. Osman Ağa’nın mektubu şöyle idi:
>
İsyancıların cevabı şöyle oldu:
(4)
İsyanının bastırılması için Batı Cephesinde Yunanlılara karşı savaşan kuvvetlerden bir kısmı geri çekilerek bu bölgede kullanılmıştı.
Milli Kurtuluş savaşına destek, Ziya Gökalp’ın fikri önderliğini yaptığı Vilayatı Şarkiye Mudafaa-i Hukuku Milliye cevresinde örgütlenmiş bir avuç vatansever Kürt aydınından gelmiştir.Kürt aydınlarının(Abdullah Cevdet, Mevlanzade Rıfat vb. gibi) ve önde gelen Kürt ailelerinin önemli bir bölümü(Bedirhaniler, Babanlar, Cemilpaşa, Ubeydullah ailesi vb. gibi), bölücü Kürdistan Teali Cemiyetine destek vermişlerdir.Günümüz Kürtçü ideologları da “Türk Ulusal Mücadelesine Kürtlerin Katıldığı” tezinin bir yalandan ibaret olduğu görüşüne katılmaktadır(5).
DİPNOTLAR:
(1) Avni Özgürel, Ayrılıkçı Hareketler, İstanbul, Altın Kitaplar Yayınevi, 2006, s.210
(2) Fatih Öznur, Atatürk’ün Kürtleri, İstanbul, Karakutu Yayınları, 2009, s.110
(3) Avni Özgürel, a.g.e. , s.222
(4) Yalçın Küçük, Türkiye Üzerine Tezler, c.5, İstanbul, Tekin Yayınevi, 1992, s.736
(5)Avni Özgürel, a.g.e., s.212
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
adam olmaz bu kürtler, elin atına binen çabuk iner.
kürtler kullanılmaya müsaittir, dün teali cemiyeti bugün pkk kullanıyor.
araştırıcı bir kişi olduğunuz belli, yazınız tek kelimeyle harika.
kürtler bu ülkenin asli unsurlarıdır, pkk kalleş taşerön kanlı terör örgütüdür.