GENÇ ADAM ! DUR VE DÜŞÜN !
Bir Gençlik, bir Gençlik, bir Gençlik.. Evet bir gençlik istiyor Üstad Necip Fazıl Kısakürek. 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! ' fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik...
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) 18 yaşında İslam orduları başkomutanı yaptığı Usame’nin (r.a) görev bilincine sahip bir gençlik istiyoruz. Kafe köşelerinde, anne-babasının alın teriyle kazandığı 3 kuruşu ahlaksızca ve şuursuzca heba eden bir gençlikten, Camileri dolduran bir gençliğe kavuşmak istiyoruz. Peki bunun için ne yapmalıyız ? Yalnızca istiyoruz dersek kaç koca yıl daha istemekle yetiniriz ve kaç nesli daha kafe köşelerinde dava bilincinden uzak bir şekilde kaybederiz ? Kumar, içki, fuhuş gibi gençleri perişan ve derbeder eden hastalıklar aslında milli benliğin zayıflamasıyla ortaya çıkar. Gençlik, yüreğine koyacağı dava bilincini kaybettiği takdirde; içindeki boşluğu, onu bütün yüksek gaye ve ideallerden alıkoyan fani sevdalarla doldurur. Özündeki susuzluğu gidermek için ona sunulan zevk ve eğlenceler, çölde kalmış bir yolcuya deniz suyu sunmak kadar abestir. Bu onun öz susuzluğunu gidermekten ziyade daha da şiddetini artıracaktır. Köküne kurt düşmüş bir ağaç gibi kurumaya yüz tutmuştur gençliği kötü yollara düşmüş bir millet. “Barutu ateşten, gençleri kumardan uzak tutun” diyor Benjamin Franklin. Demek ki ahlak sapması ve yanlış yola girmek gençliği yok ettiği gibi bir milletin geleceğini de zevale sürükler.
Ahlak ve maneviyattan uzak bir kısım üniversite gençliği anlık zevklerin peşinden koşmakta ve bu zevkler uğruna geleceğini hiçe saymaktadır. İslami hassasiyetleri olan insanların içinde bulunmuş oldukları rehavet ise gençliğin uçuruma sürüklenmesinde en önemli etkendir. Üniversitelerde durum böyleyken liseler de pek farklı değildir. İstanbul’da liselerde yapılan bir araştırma, gençlerin sigara, alkol ve uyuşturucu tehdidi altında olduğunu gözler önüne seriyor. 39 ilçedeki 154 lisede çoğunluğu lise birinci sınıfta okuyan 32 bin öğrenciyi kapsayan araştırmaya göre, her 100 öğrenciden 45’i sigara, 32’si alkol ve 9’u uyuşturucu kullandığını ifade ediyor. Bu acı tablo karşısında herkesin uzun uzun düşünmesi gerekiyor; ‘’Kendilerini uçuruma sürükleyen evlatlarımız için neler yapabilirim’’ diye.
Lise ve üniversite gençliğinin İslami hassasiyetleri sahiplenebilmesi için kurulan sivil toplum kuruluşlarını desteklemeli ve bu tip çalışma alanlarını genişletmeliyiz. Her gencimiz milli değerlerine sadık olduğu kadar bu tip sivil toplum kuruluşlarını da bağlı olmalıdır. Belki de en hassas noktaya geldik; Okumak ve okutmak.. Gençleri ağabeyleri, öğretmenleri ve büyükleri olarak okumaya sevketmeliyiz. Örneğin: aile bireyleri gençlerimize küçük çapta hediyeler alarak onlara okumayı sevdirmelidirler. Üniversite kapısından giren her genç Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK, Sezai KARAKOÇ, Cemil MERİÇ, Rasim ÖZDENÖREN, Cahit ZARİFOĞLU, Nureddin TOPÇU, Aliya İZZETBEGOVİÇ, İsmet ÖZEL gibi düşünce adamlarının temel fikir eserlerini okumuş olmalıdır.
Milli ve Manevi değerlerine bağlı, tarihin bilincinde, ilme ve projeye önem veren, kültürlü, ufuk sahibi gençlerle, durgunlaşmış medeniyetini yeniden diriltmemiz gerekmektedir.
Tarihinden aldığı misyonu yarına taşırken daha yaşanabilir bir dünya için; çağın medeniyet ve kültür algılayışının üzerine çıkarak, irfan sahibi nesillerin yetişmesini sağlamak ve medeniyetinin asıl varlığını ortaya koymak için var gücümüzle çalışmalıyız
Gençliğimiz ancak özüne bağlı kalarak, ecdanını tam manada tanıdığı zaman, vatanına ve milletine faydalı bir birey olma yolunda emin adımlarla yürümeye başlayacaktır.
MEHMED ERDOĞAN
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.