Günlerdir tenceresini alanın takıldığı şu "Gezi Protestosu" meselesine bir açıklık gelsin, millet ne yaptığını veya şu meşhur \%50 ne yapmadığını bilsin istedim. Bu konu gayet tabi her yazarın kaleminden ayrı çıkıyor. Önemli olan halk arasında da bilindiği gibi "Dili olan konuşuyor"u "Eline alan yazmış"a çevirip mantıklı olanı bulabilmektir.
İşe siyasi açıdan bakarak, gerçekten objektif bir tavırla, ideolojilere hiç sataşmadan şunun bilinmesi gerektiğini düşünüyorum, CHP bu olaylardaki rolüyle sittin sene uğraşsa iktidar olamaz. Ak Parti'ninde sittin sene sırtı yere gelmez.
Mutlaka bir tepki doğacaktır gerek üslup gerekse düşünce açısından. Ama bunlara takılmak artık herkes için zaman kaybıdır. Bu saatten sonra gerçekçi olmak gerekir. Gerçekçi olunacak olursa da olay kısaca böyle özetlenebilir. Bir de "Ak Parti" dememe takılanlar olacaktır. Zaten ülkemizde bu tür mevzulara takılanlar biraz da samimi olsa şu ana kadar çoktan dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmiştik. Onlara da cevabımı vermiş olduğumu düşünüyorum, ama aklınız kalmasın, "AKP !", Oldu mu?
Entrikalara bayılan milletimiz herzamanki gibi olayların nereden başladığı, kimlerin yönettiği ile ilgili binbir türlü entrikalar uydurmuşlar. Bu konuda ödül var mı yok mu bilmiyordum ama artık kesin bir kanıya vardım, eğer bizim millete vermedilerse böyle bir ödül yoktur kesinlikle.
Olayları çok abarttık her iki \%50 olarak. Amerika'yı mı sokmadığımız kaldı, İsrail'i mi, Avrupa'yı mı...
Kimsenin bizden başka derdi yokmuş gibi, sadece Türkiye'yi bölmeye çalışıyorlarmış gibi düşündük.
Bazılarımız da bütün ülkelerin arkalarında olduğunu düşünmedi, gazete manşetlerinin gazına gelmedi değiller. Durduk yere bütün ülkeler Türkiye'deki olayları manşet edip gerek marjinal gerek protestocu kesime destek verirken hiç işkillenmedi "Ayaktaki millet".
Bazıları da sadece kendilerinden ibaret zannetti memleketi. Çanakla, çömlekle, araba kornasıyla gerçekten devirebileceğini zannetti hükumeti "Entel" kesim.
Oysa gerçek şuydu;
İlk gün Sırrı Süreyya Önder'in dokunulmazlığıyla polisin elinden zor kurtulan, masum protestocular kızınca ertesi gün yaşanan olaylara davetiye çıkaran o sözleri söylediler basının karşısında.
İkinci gün de haberleri izleyen çevreciler biraz daha kalabalık gittiler Taksim'e.
Üçüncü, dördüncü gün derken kalabalık iyiden iyiye artınca o masumane eyleme marjinal gruplar da karışarak günümüze getirdiler olayı.
Bugünlerde de işi bilmeyen "ergenler" çıktı meydana. Onlar bir inanmıştı ki yapacaklarına, sözde ne polis durabilirdi karşılarında ne de meşhur tabirle "Tayyip".
Kızmayın üslubuma, gerçekçi düşünün ve samimi olun genç arkadaşlar. Bu işi gurur meselesi yapmayın. Yoksa batı hiç bir çaba harcamadığı halde istediğine ulaşacak.
Yıllardır uluslararası olaylarla Türkiye'nin önünü tıkamaya çalışan dış güçler hiç ummadığı bir hareketlilikle amacına ulaşacak. Bu laftan hükumeti yıkabileceğiniz anlamını çıkarmayın, onların amacı bir iç kargaşaydı, siz de yol verdiniz buna.
Bu kargaşayı zorla bastırmak uygun olmayacaktır. Bu durumda devletin sabırlı ve sükûnet içerisinde olması gerekir. Size düşen de fazla uzatmadan bu işe bir son vermek ve haklarınızı aramaya daha demokratik yollardan devam etmek olacaktır.
Biraz daha düşünerek, anlık duygularla değil de biraz daha ilerici olarak davranalım.
Millet olarak biraz daha duyarlı olalım.
https://twitter.com/SwordScene
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.