Milli Eğitim Bakanlığı 2013-2014 eğitim-öğretim sezonunun başlamasına az bir zaman kala mevzuatta küçük bir değişikliğe gitmişti.
Ortaöğretimde 45 olarak uygulanan “geçer not” 50’ye yükseltildi, 20 gün olan özürsüz devamsızlık sayısı 10’a düşürüldü.
Sosyal medyayı en aktif kullananlar lise çağında gençler olduğu için de bu konu uzun zamandır gündeminden düşmedi.
Değişiklik hakkında birden fazla yorum yapılabilir, yapıldı da. Yorumları kategorize edecek olursak;
Öğrenim çağındaki gençler: “Teneffüs saatlerini de 2 dakika yapsaydınız bari, nefes alamayacak mıyız biz? Bize ders kitabının başından kalkmayın diyorlar”
Yükseköğretim öğrencileri: “Beni 4 yıl erken doğurmadığı için anneme teşekkür borçluyum”
Eğitim hayatını tamamlamış, işinde, gücünde bir adam: “Oturun çalışın, işiniz ne! Adam gibi okulunuza gidin gelin!”
Okuyamamış, hayat dersi almış aksakallı bir dedemiz: “Hayat zor çocuklar, bugünlerinizin kıymetini bilin, bizim zamanımızda okul yoktu, biz okumak istedik de okuyamadık.”
Sosyal demokrat, devrimci bir genç: “Baskılar bizi yıldıramaz!”
Yani insanların yaşadığı hayata göre yorumlar da değişiklik gösteriyor.
Şimdi meseleyi derinlemesine irdeleyecek olursak bu;
*Eğitim-öğretim döneminde daha da artacağı yavaş yavaş belli olan “devrimci eylemler”in gücünü kırmak, lise çağındaki bilinçsiz bireyleri bu olaylardan bir nebze olsun uzak tutabilmek için alınmış bir önlem olabilir.
*Dersanelerin kaldırıldığı da kesinleştikten sonra öğrencilerin boşa düşüp derslerde geri kalmamaları için alınmış bir önlem olabilir.
*Eğitim düzeyini devamsızlık yapan öğrencilerin evine polis bile gönderen Avrupa seviyesine yüksetme uğraşı olabilir…
Bu seçenekler artırılabilir, ama benim başlıca düşüncelerim bunlar.
Gençlerin sosyal hayatını daraltmaya yönelik komplo teorileri olduğunu öne sürmek biraz çocukça olacaktır. Eğitim sistemimizde uzun süredir yanlışlıklar vardı. Bunların bir kısmı düzeltildi, bir kısmı hala devam ediyor.
Zaten bir yerde sıkıntı olduğu Milli Eğitim Bakanı’nın sürekli değiştirilmesinden belli oluyor. Bu sıkıntı nerde derseniz, bence birçok yerde.
Mesela, kaldırılan dersanelerin öğrencileri sınavlara daha iyi hazırlamasının bir püf noktası var. Dersaneler test formatında eğitim veriyor. Dersaneleri kaldırırken amaç okuldaki eğitim düzeyini yükseltmekti. Ama bu kolay elde edilebilecek bir sonuç değil. Çünkü okullar hala gerek ders sınavları olsun, gerek eğitim formatıı olsun, sınav sistemine uyumsuz bir eğitim sergiliyor.
Bu durum ortaöğretime geçişte düzeltildi gibi. Ama yükseköğretime geçişte hala devam ediyor. Ve bu sezon üniversite hazırlığı yapan öğrencilerin büyük çoğunluğu mağdur olacak gibi.
Şahsi görüşüm, adımların çok erken atıldığı yönünde…
bymehmetkilic.weebly.com
twitter: @bymehmetkilic
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.