Peki bu ne kadar önemliydi? 5 günlük serüvende binlerce ziyaretçi toplayan fuarda 100 yılın farkında olan kaç kişi vardı? Sembolik rakamlarla ifade edilen ziyaretçilerin yarısı, fazla oldu, onda biri nasıl?
Belki o bile fazla...
Gidiş yolunun bir türlü boşalmayıp dönüşün trafik ışıklarının haybiye çalıştığı bir yol... Binlerce insan... İnsanlar artık kafalarıyla değil, telefonlarıyla varlar. ‘Check-in’ dediğimiz olayla bunun ne kadar büyük boyutlara ulaştığını görebilirsiniz. Her standın başında yorulmuş insanlar ve önlerinde fotoğraf çekilen yığınlar... Stantları dolaşırken pozlarını bozduğunuz için tehditkâr gözlerle size bakacak kadar da cüretkârlar.
Son zamanların moda akımı dağınık kitaplık ve ellerinde kahveleriyle var olan sanal okuyucu onlar. Gözleri 'tweet'leyecek içerik arıyor kitaplarda, belki o bile şükürlük bulunur binlerin arasında. Çünkü kitaplıklarını dağıtmaktan başka hiç bir halta yaramayacak poşete konan kitaplar. Gördüğü kelimeleri hatırlayıp bir çırpıda okuyamayan ağızlar, okuduğu şiiri anlayamadığı için tırnak yer mi? Yoksa onu dahi yapmadan gevrek gevrek gülerek sadece etrafa ‘ne güzel demiş şair’ mesajı vermekten başka tasası olmaz mı akılların?
Aslında onlar okuyucu, anormal olan biziz, belki de sadece benim! Çünkü boğucu ve sıcak havada fular takıp terleye terleye imza istemeyen okuyucuya sinirlenen, tatmin olmak için oraya buraya imza atan ‘sanatkâr’ da pek ayrı mahsul sayılmaz orayı burayı ‘check-in’leyenden.
Hatta aynı kafadır ‘ismimiz duyulsun da 2.siyle köşe oluruz’ mantığıyla kitap yazanla ‘şekil bir imzası olsun da kitabını okumayıveririz’ diyen!
twitter: @kilmeh
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.