Günler önce sosyal medyaya yayılmış bir görüntü. Annesinin başörtüsünü takıp da "şakacıktan" yalanlar söyleyen, son günlerin can damarını "şakacıktan" provoke eden bir kadın.
O günkü ciddiyetinden, güçlülüğünden, cesaretinden, korkusuzluğundan bihaber...
Sadece şaka yapmıştı oysa ki, ne diye üzerine gidildi bu kadar, ne diye hakaret edildi, ne diye çocuğu ağladı o kadının değil mi?
Ama belli ki işinin erbabı, her ne kadar gazeteci olsa da aynı zamanda usta bir tiyatrocu bu kadın. Kendisi için yazılan senaryoyu çok iyi oynadığından, yahut güçlü olan bir yanı daha; senaristliğini yaptığı filmin tek kahramanı olan bu kadın işi bu olmasa da çok usta.
Usta olduğu bir tarafı daha, çok iyi de bir dansöz aynı zamanda. İki gün önce yaptığı şeylerin hesabını verirken her şeyi kalıbına uydurmak, kendisi de o kalıba uymak için çok iyi kıvırıyor tabii.
İşte böyle bir efsane. "On parmağında on marifet" derler ya, tam da o.
Suç bizde aslında. Suç böyle masum, şakacı, işi olan şeylerin yanında olmayanın da ustası olan insanları değerlendiremiyoruz. Değerlendirsek kim bilir daha ne yetenekleri çıkacak bu efsanelerin.
Gül Taşlı Cenal...
Affet bizi. Biz bu zamana kadar seni göremedik. Senin gibi "çok amaçlı" bir efsaneyi değerlendiremedik. Bu ülkeye kazandıramadık seni affet.
Ama zararın neresinden dönsek kârdır nihayetinde. Kendini ispatlayabileceğin bir fırsat sundular sana. Sen o fırsatı çok iyi değerlendirdin, çok iyi oynadın rolünü. Tek temennim senin gibi birçok yeteneğin gün yüzüne çıkması.
Artık zorlu yoldasın, soruşturmalar, olaylar, olaylar...
İsmin ağızlardan düşmeyecek artık. Artık girdiğin bu zorlu yolculukta, senin bile bihaber olduğun yeteneklerini görecek Türkiye. Sen yeni nesillere güçlü bir ışık olacaksın. Böyle zor durumlarda nasıl kıvırılır, onu gösteren bir örnek.
Yolun açık olsun...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
güzel yazı teşekkürler...