İSLAM MİLLETİNİN BİRLİĞİ
Bu günlerde milleti İslam olan bu devletin milletini birbirine karşı karşıya getirmek isteyen zındıka, fitne ve fesad komitesi sadece bugün değil, tarihte sabittir ki yüz yıllar öncede aynı oyunları aynı entrikaları oynamıştır. İslam milletini birbirine düşürtüp hem İslamiyeti milletin içinden söküp çıkarmak milleti dinsizleştirmek istediler hem de planlarla antlaşmalarla yeraltı ve yerüstü kaynakların kullanılmasını engellemek istediler.
Osmanlı devletinin son zamanları ve cumhuriyetin kurulmasının ilk yıllarında olan olaylar bunu ispat etmektedir. Evet nasıl ki yakın zamanda orduyla askerle darbe yapıldıysa, ki bu darbeler olaylar kesinlikle Müslümanlar ve İslamiyete karşıydı, aynı şekilde Osmanlı’nın son padişahıda askerlerle subaylarla tahttan indirilmişti, bu tarihimizde sabittir.
Çünkü maddi terakkiyatı ilerlemeyi gerektirecek tüm sanayi, makine, petrol ve teknolojinin Müslümanların ellerinde olmaması onların işlerini daha da kolaylaştırıyor. Müslümanların Maddi olarak bilim, teknoloji alanında ilerlemezlerse İslamiyeti içlerinden söküp çıkarmak daha kolay olacaktır. Çünkü güç kuvvet, bilim, ilim, teknolojiyi ve ekonomiyi elinde bulunduranındır. Müslümanların ilerlemeleri tekrar islam milletine hakim olabilmeleri için ancak iki şeyle olabilir,
Birincisi; İslamiyete dört elle sarılmaları
İkincisi; Maddi alanda ilerlemeleridir
İşte tarih boyuncu zındıka komitesi bugünkü tabiriyle dış güçler yani ehl-i küfür, Müslümanları İslamiyetten soğutmaya çalışmışlardır, hem de maddi alanda ilerlemeleri engellemişlerdir. Müslümanlar ne zaman İslamiyete sarılmışlarsa ne zaman İslam medeniyeti ile amel etmişlerse o zaman her alanda ilerleme kaydetmişlerdir ve dünyaya hakim olmuşlardır.
Göz önünde bulunanlar medyada yansıtılanlar hiçbir zaman gerçeği tam anlamıyla yansıtmıyor, perde arkasında dönen çok entrikalar ve planlar var. Bütün planlar Müslümanlar üzerinde oynanıyor yani iman ve küfür mücadelesi daha önce nasıl olduysa bugünde olacak kıyamete kadar devam edecektir. Ama maalesef bazı Müslüman kardeşlerimiz de bilerek veya bilmeyerek bu olayların içinde bulunuyor. Bu şahısta olabildiği gibi cemaat de olabiliyor, ancak bir şahıs yüzünde bütün Müslümanları veya cemaati suçlu durumunda bırakamayız. Herkes kendi günahından kendi suçundan mesuldür, herkes kendi günahını yüklenir, çünkü Kur’an-ı Kerim de Cenab-ı Allah (c.c) şöyle buyuruyor; “Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez” (Enam suresi-164), yani bir baba evladının günahını yüklenmez, bir kişinin günahını bir millet çekmez, bir ehl-i cemaatın günahını cemaat yüklenmez.
Böyle zındıkanın ehl-i küfür komitelerinin yapmış olduğu oyunlarına karşı Müslüman milletler, cemaatler, tarikatlar bütün ehl-i iman insanlar dahili yani içerdeki kırgınlıkları, küslükleri ve küçük anlaşmazlıkları bırakıp hariçteki dışardaki oyunlara, hilelere ehl-i küfre karşı bir olmaları yekvücud olmaları birlik içinde hareket etmeleri elzemdir lazımdır.
Allah (c.c) bütün Müslümanları ve Müslüman milletleri en kısa zamanda bir ittifak içinde hareket etmelerini ve ehl-i küfre karşı birlik içinde olmalarını nasip müyesser etsin inşallah. Amin
Selam ve dua ile…
Mehmet Refik AYDOĞAR
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
ALLAH razı olsun