Bu selam yürekten geliyor, bu selam imandan geliyor, bu selam AYASOFYA’DAN geliyor.
Evet 537 yılında kilise olarak yapılıp, İstanbul’un fethi ile 1453 yılında cami olan Ayasofya’nın selamı. Ve yine 1935 yılında müzeye çevrilen Ayasofya’nın selamı…
Kim ne derse desin , Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi, Fatih Sultan Mehmet’e karşı, İstanbul’da metfun olan ehli maneviyata karşı büyük bir ihanettir, büyük bir ayıptır.
Fatih, İstanbul’u fethettiğinde isteseydi bütün kiliseleri, havraları yıktırabilirdi. Ama Ayasofya’yı camiye çevirip, diger dini mabedlerin devamına izin verdi. Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’yı kapatanlara bedduası var. Onlara bedduası olduğu gibi açanlara, açmaya çalışanlara da duası vardır.
Zaten kapatanlar zamanında kapatmışlar, iş şimdi orayı ibadete açmanın işi. 29 mayıs İstanbul’un fetih yıldönümü olması münasebeti ile bazı gazeteciler Sayın Başbakanımıza sordular:” efendim Ayasofya’yı ibadete açacak mısınız”diye. Ancak Başbakan “daha Sultan Ahmet camisi dolmuyor ki, orası dolarsa açarız” dedi.
İyi de sayın başbakanım, ecdadımız SULTAN AHMET cammisini açtığında, Ayasofya dolduda mı açtı. Hem sen bir aç da, gör hele doluyor mu dolmuyor mu? Oralar Allah’ın evleri, Allah oraları boş bırakmaz. Ayrıca mesele dolup dolmaması değil. Mesele oradaki maneviyatı geri iade etmek. Biz artık oraya gezmeye giden “baldırı çıplakları” görmek yerine elinde tespih, dilinde zikir olan insanları görmek istiyoruz. Hem zaten sizin de buna gücünüz var. 10 yıldır bu devlete, bu millete büyük hizmetleriniz oldu. Ama burayı açarsanız, sizin en büyük eseriniz bu olacak…buna gerçekten gücünüz var…
İşte bunun için halkın , Ayasofya’nın size selamı var.

SELAM VERMEK SÜNNET, ALMAK FARZDIR. BİZ VERDİK. ALMAK SİZİN İŞİNİZ, İSTERSENİZ ALMAYIN…