Hamd her bir kulunu rızkı ile yaratıp o rızka kefil olan Allah'a (c.c.), Salat ve selamların en üstünü fedakarlıkta ve cömertlikte insanlığa örnek, ümmetine rehber olan Alemlerin baştacı Resulü Ekrem (s.a.v.) efendimize olsun.

Galiba bir kitap satırında rastlamıştım muhabbet ve samimiyet kokan bu cümleye
“ Sen verki, Allahta sana versin.”

Bir hikaye ile başlayalım konumuza;
“Birisi saf ve içten, diğeri fırsatçı ve cimri iki kardeşten birincisi, Allah için sadaka vermeyi, insanlara yardım etmek için gecesini gündüzüne katmayı çok severmiş. Bu kardeş her sadaka verdiğinde sabah yastığının altında o miktarı misli ile bulur yeni bir güne başlar ve aynı iştiyakla yine fedakarlıklara, Allah için vaktini parasını vermeye devam edermiş. Bu olaya gizliden şahit olan fırsatçı kardeş “Yahu der bizim kardeşte bu oluyosa bende neden olmasınki” diyerek adeta yatırım maksadı ile fazla fazla sadaka vermeye başlar lakin her sabah yastığını kaldırdığında ne bir para nede altın bulur. Birazda öfkeyle kardeşine gelerek “bre adam bizimi kandırıyorsun senin verdiğin gibi bende veriyorum ama yastığımın altında değil misli, zırnığı bile yok paranın” der. Samimi kardeş “Vallahi kandırmıyorum ama ben verirken yastığımın altında para bulmak amacı ile vermiyorum der.”

Değerli kardeşlerim;
Allah'ın (c.c.) razı olduğu ve bizim için beğenip seçtiği yüce dinimiz İslamdaki zekat müessesesi, sadaka müessesesi, Kitap ve sünnette defaatle işlenmiş, üzerinde ciddiyetle durulmuştur. Ekonomik dengelerin alt üst olmaması, fakirin zenginin malına hasedle değilde gıbta ile dua ederek bakabilmesini sağlayan yegane davranış ise vermekten geçer. Şöyle kalbimize yönelelim. Cimri bir zengin hakkındaki kanaatimiz nedir, cömert bir zengin hakkındaki kanaatimiz nedir? İşte bu kanaatler dillere dökülmese dahi kalbi bir dua değilmidir?

“Sen verki, Allah'ta sana versin.”
Cömert bir müslüman için Kur'anı kerimde ve Hadisi şeriflerde o kadar övgüler, müjdeler verilmiştirki saymakla bitmez. Biz sadece 3 tanesini alalım.

(Cömertlik iman sağlamlığından ileri gelir. İmanı sağlam olan Cehenneme girmez. Cimrilik, şekten, şüpheden meydana gelir. [İmanda] şüphesi olan da Cennete giremez.) Deylemi

(Cömert olan ve halktan az şikayet eden, bu ümmetin efendisidir.) Taberani

Resul-i Ekrem, götürülen düşman esirlerinin, birini işaret edip bırakılmasını emredince, Hazret-i Ali, sual etti ki:
- Bunların hepsi düşman, hepsinin suçu da bir, bunu niçin istisna ediyoruz?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Cebrail aleyhisselam geldi, bunu bırakmamı; çünkü bunun cömert olduğunu, cömertliği Allahü teâlânın hoşuna gittiğini söyledi.) İ. Gazali

“Sen verki Allah'ta sana versin.”
Lakin verirken samimiyet çok önemlidir. Bayramlarda şahit olunan, eminim sizinde yüreğinizi incitecek bazı kişisel yanlış davranışlarımz hakim, kökü adalete dayanan güzel halkımızda. Zengin bir akrabanın çocuğuna para daha çok verilir, fakir bir çocuğa daha az. Bu davranışın altında yatan psikolojiyi görebiliyormusunuz. Ben anlatmak istemiyorum. Nemli gözlerle bu konuyu bir daha düşünmenizi istiyorum sadece.

“Sen verki Allah'ta sana versin.”
Camilerimizdeki imam efendinin ezik bir eda ile hutbe sonlarına sıkıştırdığı “muhterem cemaat camimizin ihtiyaçları sebebiyle” diye başlayan cümlelerde eğer veremiyorsakta yüzümüzü ekşiterek bu ihtiyaçlarda bitmiyorki manasına dost sohbetleri arasına komedi malzemesi yapmak, eleştiri malzemesi yapmak, bizlere ne kadar yakışıyor. Peki en helalinden eşimizin ve çocuklarımızın ihtiyaçları için girdiğimiz alışveriş merkezlerinde 10 larca 100 lerce lira para harcamak hiç gözümüze gelmezken 3-5 liralık yardım niye bu kadar ağır geliyor. Bazılarınızın içinden “Ama Çoluk çocuklarımızın üzerimizde hakkı var, onlara bakmakla mükellefiz” dediğini duyar gibiyim. Peki bu dinin üzerimizde hakkı yokmu, sahip çıkmakla mükellef değimliyiz dediğini duyar gibiyim.Değerli kardeşlerim, Rabbimiz bu dini bize emanet etmedimi, bu dini bizim elimizle dünyaya hakim kılıp yeryüzündeki halifesi (vekili) olmamızı murad etmedimi?

“Sen verki, Allah'ta sana versin.”
Mubarek üstadım Muhammed Emre Hazinin “Allah sizi bu dünyaya yiyesiniz içesiniz, evlenip çoluk çocuğa karışasınız, güzel bir iş bulup rahat ve müreffeh bir hayat yaşayasınız diye göndermedi. Gönderiliş gayemiz ayeti kerimede gayet açıktır. Kendisine ibadet/kulluk etmemiz içindir.” sözleri hep kulaklarımda çınlar. Çınlar çınlamasına ama bir sözü daha varki oda nefsimin tüm kötü sıfatları ile teker teker yüzleşmeme neden olur. Buyurdularki. “Şimdi siz dini bir cemaate, camiye gidince, sohbetleri dinleyip, rahmetide hissedince ruh haletiniz dini duygularınızı yükseltip, Allah yolunda vaktinizi, uykunuzu ve malınızı verme konusunda çok cömert bir hale giriyorsunuz. Ama oradan çıkıp evlerinize iş yerinize doğru giderken bu manevi hava zayıflamaya başlıyor. Önce gönlünüzden vaddettiğiniz paranın veya fedakarlığın yarısına düşüyorsunuz, sonra iş güç, alacak verecek derken belkide vazgeçiyorsunuz.” Değerli kardeşlerim, dudaklarınızda oluşan acı tebessüm aynen öyleyiz der gibi. Cenabı Hakkın affına, üstadımında anlayışına sığınarak acaba diyorum “Hayırda acele ediniz” hadisi şerifinin inceliklerinden biriside bumu olsa gerek?

“Sen verki, Allah'ta sana versin.”
Değerli kardeşlerim, bizler gayba (görünmeyene) iman etmiş bir topluluğuz. İşlediğimiz günahlardan dolayı Allah'ın (c.c.) rızkımızı daralttığı hadisi şeriflerle sabittir. Yine yaptığımız hayır ve hasenatlar sebebi ilede malımızın bereketleneceğine iman ederiz.
Geleceği göremesekte, geçmişe yönelmek amacı ile sizleri şöyle gözlerinizi kapatıp yaptığınız hayır ve hasenat sonrası ilginç bir yolculuğa çıkarmak istiyorum, satranç taşları gibi yerine oturan, yoluna giren işleriniz, o anda normal gelen bir vesilenin genelde saf kalple yapılan dualar ve hayır hasenatların hemen sonrasına denk gelmesi sizide dehşete düşürmüyormu? En sıkışık anınızda hiç ummadığınız bir yerden uzanan yardım eli, size neden sıradan bir olay gibi gözüküyor.
Açmayın gözlerinizi ve bunları biraz daha düşünün lütfen Siz verinki Allah'ta size versin...