3.Köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi ülke gündeminde tartışmaya yol açtı.Özellikle Alevi Vatandaşlar tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.Bu tepki sosyal medya ve çeşitli mecralarda büyük bir yankı uyandırdı. Köprüye Yavuz Sultan Selim'in isminin verilmesinden rahatsız olanlar Yavuz Sultan Selim'in alevi katliamı yaptığını bundan dolayı köprüye isminin verilmesinin yanlış olduğunu belirtiler.
Peki Yavuz Sultan Selim Gerçekten de Alevi Katliamı Yapmış mıydı...?
Yavuz Sultan Selim’in Çaldırana giderken 40 Bin alevi katlettiğine dair ifade sadece İdris-i Bitlisinin Selimşahname eserinde geçer.Bitlisi Bu eserinde Yavuzun 40 Bin aleviyi katlettiğini belirtir.Bu bilgi daha sonraki Osmanlı tarihçileri tarafından kullanılarak günümüze kadar gelmiştir.
İdris-i Bitlisinin bu bilgisini destekleyecek herhangi bir vesika,veya dönemde yazılmış herhangi bir kaynak yoktur.Böyle bir bilgi Safevi kaynaklarında bile yer almaz.
İdris-i Bitlisinin verdiği bu rakamın hiçbir şekilde doğruluk payı yoktur.Çünkü dönem itibariyle Anadolu'da şehirlerin ortalama nüfusu 2-3 Bin kişiden oluşmaktaydı.40 bin kişinin öldürülmesi demek yaklaşık 13 şehrin yada buna tekabül eden 2000 köyün yok olması anlamına gelir ki böyle büyük bir kayıp devletin resmi kaynaklarında mutlak yer alması gerekirdi.Çünkü Osmanlı devleti vergilerin düzenli alınması için sıklıkla tahrir sayımları yaparak İnsanların nüfusuyla ilgili bilgilere sahip olmak istemiştir.
Bu sayımlar Tapu Tahrir defterlerine kaydedilir.Bu defterlerde hangi verginin hangi kaleme gideceği en ince ayrıntısına kadar belirtilirdi.Defterlerde nerede vergi kaybı nereden insan kaybı olduğu açıkça yazar. Ayrıca defterler sürekli yenilenir.Yenilemeler sırasında bir bölgeden köyü kalkması,göçün olması,nüfusun azalması gibi durumlar olduysa bunu sebepleri en ince detaylarına kadar yazılır.Böylece vergi gelirlerinde kaybın olmasının önüne geçilmek istenirdi.
Hal böyleyken 40 Bin kişinin yok olmasının vergi gelirlerinde büyük bir kayba yol açacağı göz önüne alınırsa,bunun defterlerde geçmemesi olayın doğruluk payının olmadığının bir göstergesidir.
Ayrıca o dönemde Anadolu'da 40 bin alevin bile olduğu meçhuldur.Şah Anadolu'ya sahte halifeler gönderek alevileri yanına çekmek istemiş ,Halifeler vasıtasıyla en fazla 3 bin civarı alevi toplayabilmiştir.
Çaldıran da bile Şahın 40 Bin kişilik bir ordusu olduğu düşünülürse 40 Bin kişinin Aleviler için çok büyük bir rakam olduğu ve öldürülmesinin gerçek dışı olduğu daha iyi anlaşılır.
Yavuz Sultan Selim Safevi yanlısı bazı asiller ile birlikte bu hareketi hareketi gizlice destekleyen tımarlı sipahilerin tespiti ettiği ile ilgili kayıtlar vardır.Bunları bazıları sürgün edilmiş bazıları ise katledilmiştir.Bu kaynaklarda 72 kişi olarak geçer.
İdris-i Bitlisinin böyle abartılı bir rakam vermesini ise tarihçiler,İdris-i Bitlisinin o bölgeden geldiğini ve Şah İsmail'in
Sünnilere yaptığı zulümleri gördüğü için sayıyı abartılı bir şekilde kullandığını söylerler.
Sonuç olarak En büyük Osmanlı Padişahlarından biri olan 8 Yıllık saltanat döneminde Osmanlı topraklarını 2.5 Kat büyüten,Anadolu'da birliği sağlayan,İpek ve Baharat Yolunu Osmanlı devletine kazandıran,Halifeliği Osmanlı devletine getiren ve Hakimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hakimi) sıfatını uygun görmeyip kendini Hadimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hizmetkârı) olarak gören,Peygamber Efendimize gönülden bağlı bir padişahın isminin 3.köprüye verilmesin de hiçbir sakınca yoktur.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.