1071 Malazgirt Meydan Muharebesi…
Bu muharebe, dini, milli, siyasi, askeri neticeleri ve Türk-İslam tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir.
Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes ise yaklaşan Selçuklu tehlikesinin farkına vararak bir dizi tedbiri uygulamaya karar verdi. 1068 baharında Anadolu'ya sızmaya çalışan Selçuklu kuvvetlerine karşı harekat başlattı ve Maraş'a kadar ilerledi. Ancak askerleri Selçuklu kuvvetleri tarafından mağlup edildi. Kayda değer bir başarı elde edemeyen Diogenes, İstanbul'a dönmeye karar verdi. İstanbul'a döndükten sonra imparatorluğun ileri gelenleriyle yaptığı görüşmelerde Selçuklu sorununu tamamen bitirmek gerektiğine inanan Diogenes, Mart 1071'de toplayabildiği bütün kuvvetlerle sefere çıktı. İçerisinde çok sayıda paralı askerin de bulunduğu orduda Rum - Slav - Frank - Alman - Ermeni - Bulgar - Gürcü - Macar - Norman - Fars askerlerin yanı sıra, Oğuz - Peçenek - Kıpçak ve Hazar Türkleri de vardı. Ayrıca ordu dönemin en gelişmiş silahlarıyla donatılmıştı. ( Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye)
Böyle bir orduya karşı Sultan Alparslan muhteşem bir zaferle Anadolu ya girmeyi başardı.
Alparslan'ı en büyük İslâm gazi ve fâtihi pâyesine yükselten Malazgirt muharebesinin ehemmiyeti ölçüsüzdür. Anadolu bize onun hediyesidir. Daha sonra cihan devletini dünya muvazenesinde ön plana çıkartacak olan bu fetih Malazgirt zaferini başka hiçbir muvaffakiyet ile kıyaslanamayacak nispette çok müstesna ve mühim bir mevki ye oturtmaktadır.
Alparslan'dan sonra yüzyıllarca insanlığa ışık saçacak, medeniyet ve ümranlara dayelik
yapacak, İslam'ın yüce hakikat ve ideallerini dünyanın dört bir bucağına soluk soluğa taşıyacak erleri yetiştiren kutlu belde Anadolu, tekrar aynı misyonu üslenmek için beklemektedir... (Sızıntı Dergisi 1989 Ağustos Sayı 127)
Malazgirt muharebesi hakkında kısa bilgiler vermeye çalıştım, bu savaşın Türk-İslam Tarihi açısından ne denli önemli olduğunu daha iyi anlamış bulunmaktayız.
Günümüze gelecek olursak Amerika’nın süper güç olarak devam edemeyeceğinin bölgede küresel olarak Türkiye'nin ağırlığını koymaya başladığını görmekte pekte zorlanmıyoruz açıkçası.
Türk dış politikası küresel güç olma yolunda emin adımlarla gitmektedir fakat bunu baltalamak isteyen dış ve iç güçleri de unutmamak gerek. Dış güçleri anlayabiliyorum fakat içimizdeki engelci güçlere anlam veremiyorum ben, ülkemiz adına iyi bir şeyler olduğunda neden buna engel olmak için çaba sarf ederler ki?
Soruyorum dostlar :
Bu güçler kime hizmet etmektedir?
Ülke de Kaos ortamı oluşturmak kime fayda sağlar?
Bu ülke bu günlere kolay gelmedi Cumhuriyet Tarihini iyi okumak gerek , geçmişte yaşanan acıların çekilen çilelerin bir daha yaşanmaması için DURMAK YOK YOLA DEVAM!
twitter.com/muhammeddede
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.