Ramazan ayının içinde bulunduğumuz şu günlerinde yine eskilere gidiyoruz, geçen hafta ‘' Geçmişe duyulan özlem, nerede o eski Ramazanlar’’adlı yazımda aslında çok ta eskilere gitmedik şimdi ise Devlet-i Aliyye-i Osman da Ramazan nasıl geçiyordu acaba diye sorduk ve Osmanlı ya doğru yolculuğa çıktık…
Öncelikle merak konusu olan bir yerden başlayalım Haşmetlü padişahlarımızın iftarında öle çeşit çeşit yemeklerin olduğu sofralar olmazdı, genel de pirzola tarzında et, çorba ve patates olduğu söyleyebilirim. Burada ilginç bir ayrıntı vereceğim padişahın iftar sofrasında zehirlenme ihtimaline karşı süt ve yumurta mutlaka bulunurdu.
Şimdi ise Osmanlıda meşhur olan baklava alaylarından bahsedelim:
Osmanlı sarayında padişah oruç tutan askerlere baklava ikram ederdi, saraydan çıkan baklava tepsileri merasimle askerlere götürülürdü halk ta bu alayı izler oldukça keyiflenirdi. Hatta bu alayla ilgili ufak bir esprinin yapıldığını da söyleyebilirim; baklava tepsilerinin ve örtülerinin teslim edilmediği vakit askerler ‘’ baklava o kadar lezzetliydi ki sinileri(tepsileri)de yedik’’ demişlerdir. Osmanlıda bu baklava alayı uzun süre devam etmiştir.
Saray da Ramazan bir başka:
Ramazan öncesinde sarayda padişah, paşa ve Enderun mensupları için yeni kıyafetler dikilir, kilerler doldurulur, eksikler tamamlanır sarayda farklı bir heyecan olurdu.
Ramazan ayında çarşı da pazarda fiyatlar düşer, çeşitler artar tüketici memnun edilirdi. İşçilerin çalışma saatlerine bir düzen getirilirdi iftar saatlerini aileleri ile geçirmeleri sağlanırdı. Osmanlıda Ramazan ayında kahve vazgeçilmez bir yer almıştı.
Ramazan ayında teravih namazları, mahyalar, kandiller, top atışları, mukabeleler, Hırka-i Saadet ziyaretleri, İstanbul'un Ramazan'da göze çarpan özelliklerindendi. Payitaht olduğundan dolayı bu tür etkinliklerde İstanbul, Anadolu ya örnek olurdu.
Özellikle Ramazan ayında camilere kadınlar da gelirdi; onlar için özel konuşmalar, mukabeleler, eğlenceler ve tiyatrolar düzenlenirdi. Bu durum dan bir yorum çıkartacak olursak ‘’Osmanlı da kadına verilen önemin ne ölçüde olduğu gayet açık bir şekilde görülmektedir’’ diyebiliriz.
Saraydan sadaka çıkışının en çok olduğu ay Ramazan ayıdır, bu sadakalardan gayrimüslimler de yararlanabiliyordu bu durum da Osmanlı devletinin bir cihan devleti olduğunu gösteriyordu.
Ramazan ayı paylaşma ayıydı, her kesimden insan birbirleriyle bir şeyler paylaşırdı, sofralar manevi açıdan çok zengindi, misafirlik kültürü yaygındı.
Küçük bir bilgi ile yazımı noktalıyorum:
Ramazan ayında tutulan orucun, kişinin işlemiş olduğu günahlarını yakıp yok etmesinden dolayı oruç ayına 'Ramazan' adı verilmiştir.
Hoşça kalın, dostça kalın, sevgiyle kalın…
twitter.com/muhammeddede
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.