Nerede o eski ramazanlar? Otuz yaş üstü ağabeylerimiz, ablalarımız ve saygıdeğer dedelerimiz, ninelerimiz bu sözü söylemeden duramazlar acaba ne vardı o eski ramazanlarda hiç merak ettiniz mi?
Gelin hep beraber o eski ramazanlara yolculuğa çıkalım…
Öncelikle eski ramazanlarda insan ilişkileri ön plandaydı bunu biliyoruz yolculuğumuza buradan başlayabiliriz;
Sahurlar, iftarlar şen şakrak geçermiş eski ramazanlarda sahura kadar uyunmaz yaşlısı genci muhabbet edermiş, davulcunun manilerine eşlik edermiş çocuklar her sokak ta ayrı bir heyecan varmış o zamanlarda…
Bütün gün huzur içinde geçermiş, akşamları eve gelinir ilahiler musikiler dinlenirmiş tabi o zamanlar misafirlik çok fazla olurmuş öyle ki bir aile ramazan ayı boyunca iki veya üç defa evinde iftar yaparmış misafir olmadan şimdi ise ramazan ayının dörtte üçü iftarlarımız misafirsiz geçiyor!
İftardan sonra çoluk çocuk ramazan ayında şenliklerin yapıldığı Feshane denilen yerlere giderlerdi, burada gösteriler gölge oyunları ve çeşitli etkinlikler yapılırdı. Bu alanda çeşitli Osmanlı şerbetleri ve macunları dağıtılır çocuklar mutlu edilirdi.
Tiyatro sanatçısı Tevfik Gelenbe, eski Ramazanları özlemle anarken, ”Eskiden Ramazan başlı başına bir olaydı. Bir heyecan başlardı Ramazan arifesinde. Kilerler dolardı. O zaman her gün markete gidilmezdi. Hepsi alınır, kilerde dururdu. Ev temizlenir, lambalar, gümüşler parlatılırdı” demiştir.
Eskiler de Ramazan ayı toplumda ki farklı görüş veya kültürde olan insanları birbirlerine yaklaştırırdı, hali vakti yerinde olanların sofrası daima herkese açıktı ‘’Selamünaleyküm’’ diyerek gelen biri sofraya otururdu kimse ‘’Sen kimsin?’’ diye sormazdı.
Tiyatro sanatçısı Aydın Boysan, Ramazanla ilgili anısını şöyle anlattı:
”İlk defa oruç tuttuğum yıllardı. Yaş on beşti yanlış hatırlamıyorsam… Rahmetli annemle pazara gittik, döndük. Top atılmasına daha yarım saat var. Ben yanlışlıkla bir avuç kavrulmuş fındığı ağzıma atmamış mıyım? Annem çenemin oynadığını görünce ‘ne yaptın?’ diye bağırdı. Sonra ağzımı yıkattı niyetin kötü değildi, onun için oruç geçerli dediler.
O zamanlarda olup bugün olmayan şeyin ”sevgi” olduğunu dile getirilirdi eski ramazanlar da…
Bir mahallede oturan fakirlere de, zenginler tarafından onuru kırılmadan yardım edilirdi.
Tevfik Gelenbe;”Herkes sofrasında bir misafirin olmasını arzu ederdi. Şimdi herkesin misafirden kaçtığını düşünürsek, çok farklı bir aile yapısı vardı. Farklı bir anlayış, hayata değişik bir pencereden bakma… İftardan sonra erkekler teravihe gider. Direkler arasında çeşitli temaşa sanatları, orta oyunu karagöz, meddah izlenirdi. Kadınlar evlerde çeşitli oyunlar oynar, fasıllar geçerdi.’’ Gelenbe eski ramazanları bu şekilde dile getirmiştir.
Tiyatro sanatçısı Gazanfer Özcan da, '' İnsanın hep geçmişe özlem duyduğunu, acı anılar unutulduğu için geçmişte yaşananlar insanlara güzel gelmiştir'' diyerek eski günlere özlemini dile getirmiştir.
Tekrar dan o eski ramazanları yaşamak ümidi ile hoşça kalın, dostça kalın, sevgiyle kalın…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.