Müslüman kardeşlerim, bu yazı için değerli zamanlarınızdan ayırarak sabırla okumanızı ve mümkünse olumlu veya olumsuz yorumlamanızı rica ediyorum.
Kuran-ı Kerim’de biz Müslümanlara “onlara gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın” buyuruluyor (Enfâl / 60) Namaz gibi, oruç gibi emirleri duyarken Kuran’daki bu emri göz ardı etmiş olduğumuz aşikâr. Kuran-ı Kerim sadece devlet başkanlarına, amirlere değil hepimize indiğine göre bu emir de hepimizi bağlayan bir emirdir. Ayrıca burada “asker hazırlayın, silah hazırlayın” denmeyip de “kuvvet hazırlayın” denildiğine göre DÜŞMAN NEYLE SALDIRIYORSA ONLARIN SALDIRDIĞI ŞEKİLDE KUVVET HAZIRLANMALIDIR.
Artık silahla, tankla, topla savaşma devri geride kaldı arkadaşlar. Gerçekten artık düşmanlarımız bizi bitirmek için Çanakkale’den girmiyorlar. İstatistiklere göre Türkiye’de her 4 çiftten birisi çocuk sahibi olamıyormuş. Yine bilimsel araştırmalara göre Türkiye’de erkeklerin sperm sayısının ortalaması kısırlık sınırındaymış (Kaynak merak eden olursa göstereyim)
Buna ek olarak birçok yolla yapılan dış teşviklerle artan eşcinsellik ve kürtaj oranı; ülkemizin nüfus artış oranını son yıllarda giderek aşağı çekiyor. Böyle giderse 2000li yılların ortalarına varmadan övünüp durduğumuz genç nüfusumuz yaşlı bir nüfus haline gelecek.
Nüfusun bilinçli bir şekilde yaşlandırılmaya ve azaltılmaya çalışılması düşmanın silahlarından sadece biri. Bunun yanında ülke gençliğinin cinsellik, eğlence ve magazinden ibaret; sağlıksız, obez ve psikolojisi bozuk bir hale getirilmeye çalışması gibi bir tehlike daha var. Nüfusumuza ve gençliğimize kast edilmesinin yanında, bankalar aracılığıyla ülke insanının cebindeki paraların “çalınması” gibi bir durum var bu ülkede. Kredi kartı faiziyle boğuşan ve hacizlerle cebelleşen insan sayısı da gün geçtikçe artıyor. Bunun yanında erozyonla, çölleşmeyle kaybettiğimiz topraklarımızın sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Peki, bunca farklı silah aracılığıyla ülke pusuya düşürülmüş vaziyetteyken iyi bir Müslüman olmak için yalnızca belli başlı dini vecibelerimiz, namazımız bize yeter mi? Zorunlu askerlik görevimizle yahut klavyemiz başında küfürler yazarak “cihad” farzından kurtulur muyuz?
“Vatan sevgisi imandandır” kardeşlerim. Üç beş kodaman kendisine tatil köyü yapmak için ağaçlarımızı keserken, üç beş zengin bankalarıyla bu vatan evlatlarının ceplerini boşaltırken, üç tane medya patronu bütün gün aile ve toplum değerlerimize sövercesine programlar izletirken, İsrail kökenli firmalar genetiği değiştirmiş tohumlarla spermlerimize kadar el uzatırken hiçbirimizin internette “mücahitlik” taslamaya hakkımız yok.
Artık gözümüzü açıp bilinçlenmemiz gerekiyor. Böyle uyuyan, pusmuş, korkmuş, uyuşmuş ve hareketsiz kalmış bir Müslümanlık anlayışını kendim başta olmak üzere kimseye yakıştıramıyorum.
Ne yapabiliriz? İlk başta öğrenmeliyiz benim kanaatimce. Bir şeyler öğrenip durumun farkına varmalıyız. Kimsenin okumadığı kadar okuyup araştırmalıyız artık. Durumun farkına varmalıyız ilk başta. İbadet şuuruyla ağaç dikmeliyiz ülkemizin dört bir yanına. Yine ibadet şuuruyla imza kampanyaları düzenlemeliyiz, protesto etmeliyiz bankaları, genetiği değiştirilmiş tohumları, ahlak değerlerimize aykırı programları, tarihimizi yalan anlatanları, subliminal işgale katılan kim varsa onu…
Ata sporlarımıza, geleneksel sanatlarımıza, kültürümüze, tarihimize sahip çıkmalı ve medyanın bize aşıladığı Batı’dan gelen kokuşmuş kültürü reddetmeliyiz artık.
Düşmanlarımıza karşı yeni bir Çanakkale Savaşı başlatmadan önce onlara karşı (ve onların saldırdığı gibi) bir kuvvet hazırlayarak vatanımızı savunmalıyız dostlar…
Selamlar...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
- - Serkan:26 Haziran 2013, Çarşamba 02:03
- - Resul Tiryaki:25 Haziran 2013, Salı 19:35